AGÜ News’in bu ayki sayısının konuğu, Üniversitemiz Yönetim Bilimleri Fakültesi Fakülte Sekreteri Sayın Mehmet Necati Ödemiş. Merhaba Necati Bey, öncelikle AGÜ News ailesi olarak bize değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Klasik giriş sorumuzla başlamak istiyorum: Mehmet Necati Ödemiş kimdir?
1968 yılında Aydın’da doğdum. Üniversite eğitimime kadar Aydın’da yaşadım. Ardından Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyet sonrasında Maliye Bakanlığı bünyesinde çalışmaya başladım. Evlendikten sonra Kayseri’ye taşındık. Görevde yükselme sınavlarıyla vergi dairesi müdür yardımcılığına atandım. Bu görev kapsamında Elazığ ve Yozgat’ta çalıştım. Son olarak 2015 yılında Abdullah Gül Üniversitesi’nde göreve başladım. Önce İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nda çalıştım. Kısa bir süre İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’na bağlı olarak şube müdürlüğü ve daire başkan vekilliği görevlerini de yürüttüm. Ardından Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde fakülte sekreteri olarak göreve başladım ve hâlâ bu görevi sürdürüyorum. Öğrenmeyi ise hiç bırakmadım. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde İş İdaresi ve İş Sağlığı ve Güvenliği bölümlerini tamamladım. Fırsat buldukça kendimi geliştirmeye devam ediyorum.
Ne güzel. Şu anda Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde fakülte sekreteri olarak görev yapıyorsunuz. Bilmeyen okuyucularımız için görevinizi bize anlatabilir misiniz? Fakülte sekreteri ne iş yapar, görev ve sorumlulukları nelerdir?
Genel anlamda, fakülte sekreterinin görevi; akademik işler dışındaki süreçlerin, hatta akademik süreçlerin idari yönlerinin de dahil olduğu fakülte işleyişinin organizasyonunu sağlamaktır. Bu görevler, dekanın verdiği talimatlar ve yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yürütülür. Personelin maaş ödemelerinden ders açılmasına, personel alımından izin ve görevlendirme işlemlerine kadar oldukça geniş bir yelpazeyi kapsayan bu süreçlerin, üniversite mevzuatı, ilgili yönetmelikler ve dekanın direktifleri doğrultusunda koordinasyonunu sağlamak temel sorumluluğumuzdur.
Anladığım kadarıyla bugüne kadar pek çok kurumda görev yaptınız ve bu kurumları tecrübe etme fırsatı buldunuz. Ayrıca, on yılı aşkın süredir AGÜ’de çalışıyorsunuz. Hem daha önce çalıştığınız kurumlarla kıyasladığınızda hem de bu uzun süreli AGÜ deneyiminizle birlikte düşündüğünüzde, AGÜ’de çalışmak hakkında neler söylemek istersiniz? Yani, AGÜ çatısı altında çalışmak size ne hissettiriyor?
Açıkçası, AGÜ’de çalışmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Özellikle farklı kurumlarda çalıştıktan sonra, AGÜ’nün farkını ve ayrıcalığını daha net bir şekilde görebiliyorsunuz. Önceki görevimde, vergi dairesinde icra işlemleriyle ilgileniyordum. Bu tür işler, doğası gereği çok olumlu geri bildirimler alabileceğiniz işler değildir. Takdir edersiniz ki; haciz, icra gibi konularla ilgilendiğinizde kimse size "ne güzel iş yaptın" demez. AGÜ’de ise hem öğrencilere hem de personele doğrudan katkı sağlayan bir hizmet üretiyorsunuz. Bu hizmetin karşılığında teşekkür alıyorsunuz ve yaptığınız işin gerçekten faydalı olduğunu görmek insana iyi hissettiriyor. Bu nedenle, AGÜ’de çalışmaya başladıktan sonra işe her sabah daha motive bir şekilde geldiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Peki, Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde çalışmaktan memnun musunuz?
Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde çalışmaktan memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Bu memnuniyetin temel nedeni ise, almış olduğum eğitimin fakültemizin yapısıyla paralellik göstermesidir. Bildiğiniz üzere, fakültemiz bünyesinde İktisadi ve İdari Bilimler bölümleri yer alıyor. Ben de İdari Bilimler mezunu biri olarak, bu fakültede çalışmak bana kendimi daha ait hissettiriyor. Örneğin, Mühendislik Fakültesi’nde çalışsaydım, bu alan bana daha uzak olurdu; çünkü oradaki eğitim ve müfredat bana oldukça yabancı. Ancak ekonomi ve işletme gibi bölümler bana çok tanıdık geliyor. Öğrencilerimizle sohbet ettiğimde de kendimi onlara daha yakın hissediyorum. Aynı zamanda onların yüzlerinde kendi gençliğimden izler görüyorum. Naçizane, kendi deneyimlerimden ve birikimlerimden onlara aktarmaya çalışıyorum.
Fakülte sekreteri olarak oldukça yoğun bir iş temposuna sahipsiniz. Peki, iş hayatınızın dışında nelerle ilgileniyorsunuz? Hobileriniz nelerdir? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hobi olarak trekking yapmayı severim. Doğa yürüyüşleri ve kamp, en keyif aldığım aktiviteler arasında yer alır. Elbette, ailemle vakit geçirmekten de büyük mutluluk duyarım. İki oğlum var ve boş zamanlarımda onlarla vakit geçirmeye özen gösteririm. Ayrıca bir köpeğim var; onunla zaman geçirmekten de çok keyif alırım. Kayserili olmadığım için, tatillerde genellikle memleketime giderim. Seyahat etmeyi de çok severim.
Kayserili olmadığınızı söylediniz ve çalışma hayatınız boyunca görevleriniz gereği birçok şehirde bulundunuz. Peki, size göre Kayseri’de yaşam nasıl? Kayseri’de yaşamaktan memnun musunuz? Sizce bu şehrin avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Genel olarak Kayseri’de hem küçük şehir hem de büyük şehir yaşamının avantajlarını bir arada bulmak mümkün. Örneğin, doğal ve organik ürünlere kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Şehrin sağlık altyapısı oldukça güçlü; ihtiyaç duyduğunuzda sağlık hizmetlerinden etkili biçimde yararlanabiliyorsunuz. Özellikle mobilya sektörü başta olmak üzere sanayisi gelişmiş bir şehir olduğu için bu alanda da bir eksiklik hissetmiyorsunuz. Bu yönleriyle Kayseri’de yaşamaktan memnunum. Dezavantaj olarak ise sosyal yaşamın sınırlı olması söylenebilir. Örneğin, Eskişehir’de üç üniversite bulunmasına rağmen, sosyal ve kültürel yaşam Kayseri’ye kıyasla çok daha canlı. Kayseri’de dört üniversite olmasına rağmen, kültürel etkinliklerin hem çeşitliliği hem de sayısı sınırlı. Bu alanın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda üniversite-toplum iş birliğinin güçlendirilmesi de bu gelişimi destekleyecektir.
Tam bu noktada, üniversitemizin bu alanda yürüttüğü birçok çalışma olduğunu biliyoruz. Siz de bu faaliyetlere tanıklık ediyorsunuz. Bu açıdan baktığımızda, AGÜ’nün Kayseri’de etkili bir rol oynadığını söyleyebilir miyiz?
Evet söyleyebiliriz. Mesela bizim üniversitemizin bahar şenlikleri buna bir örnek. Her ne kadar öğrenci nüfusumuz diğer üniversitelere kıyasla az olsa da bahar şenlikleri güzel bir kültürel sosyal etkinlik dizisi sunuyor.
Haklısınız. Peki, Necati Bey, uzun yıllardır üniversitemizde görev yapan biri olarak öğrencilerimize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? Onlara ne tavsiye edersiniz?
Hem kendi çocuklarıma hem de öğrencilerimize her zaman söylediğim bir şey var: Üniversiteye başlamak, bir alışveriş sepetiyle markete girmeye benzer. Eğer bu üniversiteden sadece un, tuz ve şeker alırsanız, ekmek yaparsınız. Ama un, tuz ve şekerin yanına domates, biber, et alırsanız et sote yaparsınız. Tatlı yapmak isterseniz helvalık malzemeler de alabilirsiniz. Yani market size her şeyi sunuyor. Önemli olan sizin ne almak istediğinize karar vermeniz. Üniversite de tıpkı böyle. Hocalarımız burada; derslerini anlatıyorlar, ders dışında öğrencilerle birebir ilgileniyorlar. Bu yüzden öğrencilerimizin pasif bir şekilde beklemek yerine, kendileri için sunulan imkânları aktif bir şekilde değerlendirmeleri gerekiyor.
Mesela, sizin bölümünüzde de böyledir hocam; seçmeli derslerin sayısı, zorunlu derslerden çok daha fazla. Bu da öğrencilerimize esnek bir öğrenme alanı sunuyor. Bence öğrencilerimizin hayal kurmaları, ne yapmak istediklerine karar vermeleri ve buna uygun bir yol haritası belirlemeleri çok önemli. Yine market benzetmesine dönersek; kek yapacaksa kabartma tozunu, et sote yapacaksa baharatı unutmasınlar. Ben öğrencilerimizden bunu isterim.
Madem üniversiteyi bir market metaforuyla açıklıyoruz, bu noktada AGÜ’nün oldukça geniş bir “ürün yelpazesi” olan bir market olduğunu söyleyebiliriz, değil mi? Bazı marketlerde çok fazla ürün çeşidi bulunur; bazı marketlerde ise temel ihtiyaçları karşılayacak ürünleri dahi bulmakta zorlanırsınız.
Hedef odaklı ve sürekli gelişen bir kurum olduğumuzu söyleyebilirim. Örneğin, öğrencilerimizden ve akademisyenlerimizden gelen talepler doğrultusunda fakültemizde neredeyse her dönem yeni bir ders açıyoruz. Bu nedenle belki şu anda en iyisi değiliz ama iyi bir "market" olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim.
Necati Bey, AGÜ News ailesi adına değerli vaktinizi bizlere ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.
Böyle bir köşe hazırlayarak idari personelimizi tanıma ve onların duygu ile düşüncelerini ifade etme fırsatı sunmanız bizleri gerçekten onurlandırıyor. Bu vesileyle ben de size ve AGÜ News ailesine teşekkür ederim.