Standart bir insanın beyninin yüzde 10’unu kullandığına dair genel yargılardan yola çıkarak bu oranın yüzde yüz olması durumunda elde edebileceği güçler ve yapılabileceklerin sınırını sorgulayan bir filmle birlikteyiz bu ay. Baş rolümüz Lucy normal bir hayatı olan genç bir kadındır. Ancak bir gün bir uyuşturucu kaçakçılığına karıştığı bir olayda vücuduna bir uyuşturucu enjekte edilir. Bu uyuşturucu Lucy’nin beynini etkiler ve ona olağanüstü yetenekler kazandırır. Vücut yapısını değiştirme, teknolojik cihazları kontrol edebilme, aşırı güç gibi yetenekleri kazanmaya başlar.
Lucy’nin güçleri arttıkça, bir yandan kendisini kontrol etmeye çalışırken diğer yandan uyuşturucu kaçakçılığı çetesine karşı intikam almaya karar verir. Bu süreçte Profesör Norman gibi bir beyin uzmanından yardım alır ve bilincini kontrol etmeye, güçlerini kullanmaya başlar. Lucy çetelerden intikam almak için onlarda var olan uyuşturucuları ele geçirmeye çalışmaktadır. Daha sonra polis ekiplerinin de karışması ile birlikte olaylar hızlanır. Aldığı uyuşturucularla birlikte Profesör Norman ve ekip arkadaşlarının olduğu odaya gider.
Norman ekip arkadaşlarına Lucy den bahseder ve ondaki yetenekleri anlatır. Yüzde elli kapasitesini kullanmaya başlayan Lucy insanların zihnini okumaya ve vücutlarını kontrol etmeye başlamıştır. Profesör ve ekip arkadaşları Lucy incelemekte ve ona sorular sorar. Maddenin oluşumu, bilgiye nasıl sahip oluruz insanların varoluşu hakkında sorulara cevap vermektedir. Sorgulama devam ederken uyuşturucu çetesi ve lideri binaya girip Lucy arar. Elde var olan uyuşturucular onlar gelmeden Lucy’ye enjekte edilir.
Yüzde doksan kapasiteye ulaşan Lucy kendi bilgisayarını oluşturmakta ve zaman ve mekân fark etmeksizin istediği yerde anında olabilmektedir. En son kapasitenin tamamını kullanarak yok olur ve Lucy nerde olduğunu soran polis lideri cep telefonunun mesajına bakarak öğrenir. “Ben her yerdeyim”.