Bu kitap incelemesi, komünizm ve altında yatan diğer gizli ögelerle ilişkisisi nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nde sıklıkla yasaklanan bir oyun hakkındadır. Miller, Salem Cadı Mahkemeleri'ne (Salem Witch Trials) sürekli bir ilgi duyduğunu iddia etse de bu oyunun, Senatör Joseph McCarthy tarafından tanıtılan McCarthyciliğin yükselişine ve onun "Amerikan-dışı" faaliyetlerle ilgili yaptığı soruşturmalara karşı yazıldığı oldukça açık. Arthur Miller, ABD hükümeti Amerika'da komünizmi bastırmaya başladığında ortaya çıkan kitlesel kültürel ve politik histeriyi yansıtan bir drama yazmaya yönelmişti.
Bu büyüleyici oyun Cadı Kazanı’nda (İngilizce adı ile The Cubicle) Arthur Miller, 1692'de Salem'de meydana gelen olayları dramatize ederek kurgulaştırmıştır. Doğaüstü varlıklara ve Şeytan'ın bazı insanlara fedakarlıkları ve sadakatleri karşılığında güç verdiğine olan inanç 14. yüzyılda ortaya çıkmaya başlamıştı. O zamanlar Salem halkı, bir İngiliz savaşından henüz çıkmıştı, çiçek hastalığı salgınını yeni atlatmıştı ve Kızılderili kabilelerinin saldırıları ile hala karşı karşıyaydı. Bütün bunların ortasında, Salem sakinlerinin komşularına karşı kızgınlığı, bilinen en büyük toplu histeri olayı olan Salem Cadı Mahkemeleri'ni ateşledi.
Bu olaylar, Salem hükümetinin, halkı bağnaz Protestan bir teokrasi ile yönettiği zamanlarda ortaya çıktığı için oyundaki hemen hemen her şey oldukça dindar ve batıl inançlı bir toplum zemininde gerçekleşiyor. Salem Cadı Mahkemeleri’nin bu kurgulaştırılmış versiyonunda diğer köylüleri yanlışlıkla büyücülükle suçlayan bir grup genç Salem kadınının hikayesini anlatılıyor. Yargılamalara yol açan bu suçlamalar, tüm köyü bir histeriye itiyor ve bu da yüzlerce köylünün tutuklanması ve hatta bazılarının ölümüyle sonuçlanıyor. Her sahnede izleyiciye deliliğin farklı bir yanı sunuluyor ve her karakter, oyuna hakim olan histeri ve deliliğin yansıtılmasına kendi yollarıyla bir katkıda bulunuyor. Olayların çoğunluğu gibi, pek çok karakter de, Rahip Samuel Parris, Abigail Williams, John ve Elizabeth Proctor vb. dahil olmak üzere gerçek insanlara dayanmaktadır.
Cadı Kazanı, genel olarak bir toplumu etkileyen sayısız kalıcı soruna ışık tutuyor. Bu konular arasında onur, dürüstlük, güç sorunları, yolsuzluk, iyi ve kötünün özellikleri yer alıyor. Ancak bunların tümü, karakterlerin itibarlarını koruma ihtiyacı tarafından yönlendirilir ve sonuç olarak ne kadar ironik olsa da insanın "iyi" bir üne kavuşmak için sıklıkla "kötü" şeyler yapma eğiliminde olduğunu anlatır.
The Crucible, Broadway'de beş kez oynandı ve Miller'ın kendisi tarafından çekilen 1996 versiyonu da dahil olmak üzere iki kez filme uyarlandı. Özenle hazırlanmış karakterlerin yanı sıra, belirli sahne yönergelerini kullanması, yoğun bir doruk noktası ve belli başlı bazı diyaloglar ile Miller, bunu güzel ve ilgi çekici bir oyun haline g