AGUNews

Ocak 2025, Sayı 88

Kaybolan Anların Ardında

Ayşegül Çolakoğlu Ocak 2025, Sayı 88 135
Kaybolan Anların Ardında

Aynanın karşısına geçmiş öylece kendi yansımama bakaraktan bir şeyler düşünüyordum. Zihnimi sürekli meşgul eden bir düşünce vardı, nasıl bir gelecek bekliyordu beni? Bu sorununun bilinmezliği zihnimi meşgul ederken, etrafıma bakınıyordum. Bunun kaygısını yaşayan bir tek ben olamazdım. Buna çok emindim çünkü biliyordum ki insan doğası gereği, kontrol edemediği şeylerden korkar ve gelecekte bu korkunun başında gelir. Gelecek korkusu tüm duygulardan çok daha ağırdır.

Nerden bildiğimi soracak olursanız, bu düşünce sanki insanları içine hapsetmiş bir şekildedir. Özellikle günümüzde benim gibi üniversite öğrencisi olan her genç bu duyguyu fazlasıyla yaşamaktadır. Bunun bir sonucu olaraktan insanlar yaptığı hiçbir şeyden eskisi kadar zevk almamaya başlarlar. Oysaki her anımız ne kadar değerli? Ama sürekli geleceği kovalamaya o kadar çok alışmışız ki anın farkına dahi varamıyoruz.

Gece yastığa başımızı koyduğumuzda kaç insan vardır ki o anını ya da o günkü yaşadığı şeyleri düşünerekten gülümseyen? Eminim ki herkesin geceleri aklında tek bir soru vardır, bir sonraki gün neler yapacağım? Bu sorunun ardından sıralanarak gelen hep gelecek odaklı olan bir ton soru zihnimizi geleceğe hapsetmeye devam edecektir. En sonunda geriye çözüm yolu bulamayıp, öylece uykuya dalan yorgun bir vücut kalır. Sürekli meşgul edilen bu zihin andan o kadar uzaklaşmış bir konumda yaşamaya devam eder ki artık asla dinlenemeyen ve hep yorgun olan insan tiplemeleri ortaya çıkar.

Özellikle kendi çevremde dahil olmak üzere bu tarz söylemler günümüzde oldukça artmaya başlamıştır. Bunun bir diğer nedenleri ise hızla değişen teknoloji, çevresel sorunlar ve ekonomik dalgalanmalar, bireylerin güvende hissetme duygusunu zedelemesidir. İnsan kendini güvende hissetmediği sürece kendini yaşadığı o güzel anına bırakamaz. Üst üste kaçırılan birbirinden güzel anılarımızın bir daha gelmeyeceğini fark edemeyecek kadar zihnimizi meşgul ediyoruz ve bu durum gerçekten çok içler acısı.

Gelecek kaygısıyla başa çıkmanın bir yolu da geleceği kontrol edemeyeceğimizi kabul etmektir. Elbette planlar yapabiliriz ve hedefler belirleyebiliriz, ancak geleceğe dair aşırı endişe ve korku, sadece şimdiki anın değerini yitirmemize yol açar. Bu nedenle, geleceğe dair korkularımızı azaltarak, şu anın güzelliklerini fark etmeli ve onlara odaklanmalıyız. Eckhart Tolle'nin de belirttiği gibi, "Geçmiş ve gelecek, sadece zihinsel hayal ürünleridir; gerçeğin tek var olduğu yer şimdi ve buradadır."



GALERI