Merhaba hoş geldiniz. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Yılmaz Miraç Özalp. AGU Idea Camp kulübünün yöneticisiyim. 2. sınıf Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim. Ben de Hüsne Özkan. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2. sınıf öğrencisiyim. Idea Camp Denetim Kurulu'ndayım.
Kulübünüzün geçmişinden, kuruluş amaçlarından, etkinlik alanlarından bahseder misiniz?
Öncelikle biz bu kulübü yeni devraldık. Devralmadan önce kulübün yaptığı etkinlikler olarak geziler, fikir kampları, bilgi yarışmaları, hocalar arası münazara gibi etkinlikleri mevcuttu. Bizler de bu etkinlikleri devam ettirmek istiyoruz elbette ama bunların yanında farklı etkinlik planlarımız da var. Aslında en temel amacımız MUN yapmak, yola da bu amaçla çıkmıştık. İki farklı kulüp olarak yeni kulüpler açmak istiyorduk, onlar münazara yapmak istiyordu biz de MUN yapmak istiyorduk ve iki ekip tek bir kulüp çatısı altında birleşme kararı aldık. Aslında en başta amacımız kulüp açmaktı fakat halihazırda var olan bir kulübü devralmak daha makul geldi. Bu devralma sürecinden de biraz bahsetmek istiyoruz. Biz tüzüğümüzü yazmış, danışman hocamızı ayarlamıştık. Dekanlığa başvuru için gittiğimizde bize "Sizin yaptığınız etkinlikleri gerçekleştiren bir kulüp halihazırda mevcut." dediler. Bunların haricinde birkaç kulübün amaçlarıyla aynı amaca hizmet eden maddelerimiz ortaya çıktı. Böyle olunca dekanlık bize "Bu kulüplerden birinin çatısı altına girebilirsiniz yahut bu kulüplerden birinin yönetimini devralabilirsiniz." diye tavsiyede bulundular. Bizler de bu ortak amaçlarımızın çakıştığı kulüpleri araştırmaya başladık ve Idea Camp'in danışman hocasının okuldan ayrıldığını, kurucu üyelerinin mezun olduğunu öğrendik. Devralmadan önce kulübün yöneticisi olan kişiyle iletişime geçtik ve kulüpte faal olarak etkinlik yapmadıklarını ve kapattıklarını öğrendik. Yani sözde böyle bir kulüp vardı ama faaliyet anlamında herhangi bir hareket ve etkinlik yoktu. Bizler de devralmanın daha sağlıklı olduğunu düşünerek Idea Camp Kulübü’nü devraldık.
12 Aralık’ta gerçekleştirdiğiniz “Öğretmenler Tartışıyor” isimli münazaranızdan haberdarız. İki grubun da hocalardan oluşması ve hepsinin hemen hemen tecrübe ettikleri bir konu olan “Üniversiteye giden nüfusun artmış olması yarardan çok zarar getirmiştir.” başlığı altında tartışmaları nasıl gerçekleşti? Bahseder misiniz?
Öncelikle hocalarımızın hepsinin müsait olduğu zamanı bulma konusunda çok zorlandık. İşin açığı aslında biz bu kadar olumlu geri dönüş geleceğini beklemiyorduk. 150’nin üzerinde izleyici katıldı bu münazaraya ve bu ilgiye inanamadık. Bu kadar emek verdikten sonra bunun karşılığını almak çok iyi hissettirdi bizlere. Bizler etkinliği planlarken etkinliğe üç hafta vardı. Belki bir ya da iki ay vaktimiz olsa daha rahat bir süreçten geçecektik. Hocalarımızın aynı anda müsait olduğu saat dilimini bulmak, konuyu ayarlamak gibi şeyler başta bizi çok zorladı. Bölüm hocalarımızla ortak bir günü ve saati hazırladık fakat hazırlık okulu hocalarımızın hemen hemen hepsi doktora yaptıkları ve bizim münazaraya katılmalarını istediğimiz süreçte de doktora hazırlama dönemleri olduğu için münazaraya katılacak eğitmen bulma konusunda epey zorlandık. Hazırlık hocalarımız düşündüğümüzden ya da bildiğimizden çok daha fazla çalışıyorlar fakat bu yoğunluklarına rağmen bizim etkinliğimize katılarak bizlere destek oldular. Bu röportaj vesilesiyle onlara bir kez daha teşekkür etmiş olalım.
Peki münazarada süreç nasıl ilerledi, içerik nasıldı? Biraz bahseder misiniz?
Aslında bizim son dakika konumuz değişti. Başta sorumuz “Üniversiteye giden nüfusun artmış olması yarardan çok zarar getirmiştir.” idi. Fakat biz “Üniversite eğitimi gerekli midir yoksa gereksiz midir?” şeklinde değiştirdik. Bunu yapmamızın sebebi ise her iki grubun da kendilerini daha iyi ifade etmelerini istememizdi. Biz sürecin başında, ilk konumuzu yeterli görmüştük ama biraz düşününce tek taraf için savunulması daha kolay bir konu olduğu kanaatine vardık. Bahsettiğimiz bir diğer zorluk da buydu çünkü hocalarımız kendi konularına göre tezlerini münazaradan önce hazırlamışlardı fakat konunun değişmesiyle birlikte süreç biraz zorlu geçti ama her şeye rağmen değdi.
Münazarayı gerçekleştirirken belirli kurallar koyduk daha zevkli olması adına. Hocalarımıza birer dakikalık karşılıklı atışma süresi verdik. Bir hocamız bir dakika boyunca kendi tarafını savundu, karşı takımdan başka bir hocamız söylenenleri çürütmek adına yine bir dakika boyunca kendi tezini savundu ve bu şekilde ilerledi. Münazara esnasında çok fazla ikonik an yaşandı. İşin özünde herkes çok eğlendi ve herkes çok keyif aldı ortaya çıkan işten. Bundan sonraki münazara etkinliklerimizde salonda bulunan öğrencilere de oylama hakkı vereceğiz. Böylelikle sürecin daha adaletli sonuçlanacağına inanıyoruz. Ek olarak münazaraya katılamayan ya da tekrar izlemek isteyen arkadaşlarımız için o anları kayda almıştık ve şu an o video edit aşamasında. Eğer izlemek isteyenler olursa bize @aguidc Instagram hesabımız üzerinden ulaşabilirler.
Peki münazarayı hangi grup kazandı?
“Üniversite eğitimi gereksizdir.” diyen grup, yani bölüm hocalarımızdan Fevzi Can Gürüz, Sümeyra Ayık ve Sinan Akyüz’ün bulunduğu grup kazandı münazarayı. Biraz şaşırtıcı oldu bizler için. Kazanan gruba ödül vereceğimizi beyan etmiştik fakat bizler ayrım yapmadan iki gruptaki hocalarımıza da ödül verdik. Bunun yanı sıra ödüllerimiz de bizim kulübümüz için önemliydi çünkü hocalarımız adına fidan bağışladık. Bu fikir nerden çıktı diye soracak olursanız, kulübümüzün yönetim kurulundan Başak Dila arkadaşımız “Fidanlar da fikirler gibidir; doğar, büyür ve gelişir.” dedi ve bizler de bundan yola çıkarak fidan bağışında bulunmak istedik.
Biraz önce MUN isimli bir etkinlikten bahsettiniz. Ne olduğundan kısaca söz edebilir misiniz?
MUN, yani Model United Nations dediğimiz etkinliği, Avrupa Birliklerinin toplantısı olarak özetleyebilirim en geniş tabirle. Öğrenciler programa delege olarak katılıyorlar. Örneğin İtalya’dan İspanya’dan NATO, UNODC gibi (benim katılmış olduğum program da buydu, uyuşturucu ve suç üzerineydi) çeşitli programları olan bu etkinliğe katılım sağlanıyor. İşin özünde belli konularda ülkelerin birleşip bu konularda kendi ülkelerinin politikalarını sunup ortak bir karar verme çabalarının sonucu. Bu etkinliğin öğrencilere katkısı nasıl olacak diye soracak olursanız, öğrenciler geçmişteki olayları canlandırma fırsatı bulabilecekler ve tarihlerini öğrenecekler; güncel olayları işleyebilecekler ve bu şekilde bakış açıları da genişleyecek. Ayrıca bu etkinlik öncesinde çeşitli araştırmalar yapmaları gerekeceği için araştırma kabiliyetleri de yükselecek. Bunların yanında kendilerini topluluğa karşı ifade edecekleri için sunum yetenekleri, hitabet güçleri ve medeni cesaretleri artacak. Ve en büyük faydası da tüm etkinliğin İngilizce olması ve bu sayede İngilizce becerilerini geliştirme şansları olacak.
İleriki süreçte, dönemlerde benzer şekilde etkinlikler düzenlemeyi düşünüyor musunuz? Yahut kulüp olarak düzenlemeyi düşündüğünüz etkinliklerinizden bahseder misiniz?
MUN’dan bahsettik. Bunun yanı sıra İngiliz Parlamenter Sistemi’ne de değineceğiz. İngiliz Parlamenter Simülasyonu‘nu canlandıracağız. Bireylerin bir İngiliz gibi olaylara bakıp bakamayacağını test edeceğiz. Yine benzer şekilde kendi meclisimizin de bir simülasyonunu yapmayı düşünüyoruz. Kendi meclisimizin simülasyonunu Türkçe yapmayı diğerlerini İngilizce yapmayı düşünüyoruz. Bu sene eğer aktif üyelerimizi arttırabilirsek bu etkinlikleri gerçekleştirmek istiyoruz. Bunların yanında elbette münazaralar devam edecek. Hocalarla başlangıç yaptık belki yine hocalarımızla devam ederiz çünkü talep çok fazla. Kulüp başkanları arasında münazara gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Fikirler arttırılabilir. Yani bölüm hocaları arasında, öğrenciler ve hocalar arasında münazaralar düzenlemeyi düşünüyoruz. Bunlar tabii ki çeşitlenebilir, hâlâ düşünme aşamasındayız. Kulüplerle beraber ortak yapmayı istediğimiz ve düşündüğümüz farklı etkinliklerimiz de mevcut.
Peki eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Bu yazıyı okuyacak öğrenci arkadaşlarımız arasında kulübümüze katılmak isteyenler olursa @aguidc Instagram hesabımızdaki formu doldurarak üyemiz olabilirler. Eğer etkinliklerimizde aktif olarak rol oynamak isterlerse de yakında duyurusunu yapacağımız aktif üye üyelik formunu doldurabilirler. Ve kulübümüzün danışman hocalarından Ahmet Hilmi Güler hocamıza bu kulüpteki emekleri için çok teşekkür ederiz çünkü onun emekleri sayesinde bugün bu kulübün çatısı altındayız. Bunun yanı sıra tüm yoğunluğuna rağmen Çağlar Kurç hocamıza da danışman hocamız olmayı kabul ettiği için teşekkür ederiz.
Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz ve zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim.
Bizler de teşekkür ederiz.