Yeşil Yol (1999)
Bu ayki film önerimiz ünlü bilim kurgu yazarı Stephen King’in romanından uyarlanmış olan Yeşil Yol filmi. Başrol oyuncumuzda Tom Hanks olunca film daha da dikkat çekici hale geliyor. Filmin konusu oldukça iri bir adam olan John Coffey, iki küçük kızı tecavüz ederek öldürmek suçundan idama mahkum olmuştur. Ürkütücü görünümüne rağmen hassas bir ruha sahip olan John Coffey, bazı doğaüstü güçlere sahiptir. Hapishanenin infaz odası baş gardiyanı olan Paul Edgecomb’un ona gerçekten suçlu olup olmadığını sorması ile ikisinin arasında bir diyalog başlar. Üroloji sorunlarından dolayı hasta olan Paul’un, John Coffey’nin özel güçleri sayesinde iyileşmesiyle olaylar gelişmeye başlar. Coffey doğa üstü gücü sayesinde kendi içine çektiği hastalıkları ağzından serbest bırakarak hayatına devam edebilmektedir. Daha sonra John Melinda’nın rahatsızlığını ve evcil faresi olan Bay Jingles’i tekrar hayata döndürür. Sonunda John’un masum olduğunu anlayan Paul onu idam ettirmek istememektedir. Ona serbest bırakmayı teklif eder. John ise dünyayı zalim bir yer olarak gördüğü ve insanların birbirine çektirdiği ıstıraplardan dolayı sürekli acı içinde olduğu için, Paul’e infazın bir merhamet eylemi olacağını söyler. Daha önce hiç film izlemediğini belirten John, son bir istek olarak diğer memurlarla birlikte Top Hat’ı izlediler. O gece idam edildiğinde, karanlıktan korktuğu için başına bir başlık takılmamasını ister. Memurların hepsi idamı üzüntüyle izliyor, gözle görülür bir şekilde Coffey infaz edilirken göz yaşlarını tutuyor. Dizelerimi john Coffey’in bir sözüyle bitirmek istiyorum. Yoruldum Patron! İnsanların insanlara saldırmasından, çocukların ömrünün kelebekten az olmasından, adaletin bozguna uğradığı bu dünyada Yoruldum!
Bir Rüya İçin Ağıt (2000)
Uyuşturucu bağımlısı bir genç, televizyon bağımlısı bir anne ve bağımlılığın çıkmazında kaybolan hayatlar. Bu ayki diğer film önerimiz bağımlılığın insan hayatına hem fizyolojik hem de psikolojik etkilerini çok iyi ekrana aktaran bir filmleyiz. Bir rüya için ağıt…
Başrol oyuncumuz Harry Goldfarb uyuşturucu bağımlısı bir gençtir. Hayattaki tek amacı daha fazla uyuşturucuya sahip olmaktır. Sevgilisi Marion Silver da Harry gibi uyuşturucu bağımlısı olup her geçen gün uyuşturucuya olan bağılıkları artmaktadır. Her gün artan bu bağlılık en sonunda Harry’in kolunu ve psikolojini kaybetmesine sevgilisinin de uyuşturucu karşılığında bedenini kullandırması ve bunun getirmiş olduğu psikolojik yıkımlara neden olmasıdır. Harry’in annesi Sara Goldfarb evde tek başına yaşayan bir kadındır. Hayata tutunmasını sağlayan tek şey en sevdiği yarışma programıdır. Sevdiği programa çıkabilmek için zayıflamak istemektedir. Bunun içinde her gün zayıflama hapları almaktadır. Aldığı bu haplar kendisine yeterli gelmediği için daha fazla almaya başlayan Sara artık halüsinasyonlar görmeye ve aklı melekelerini yitirmeye başlar. En sonunda akıl hastanesine yatırılarak yaşamına devam eder. Bağımlılıkların hayatımızda ne gibi yıkımlara neden olacağına örnek veren güzel bir film.