AGUNews

Mart 2025, Sayı 90

Mimarlık Mezunumuz Melike Tuna, İspanyol Firması Tecnicas Reunidas’da Rafineri Tasarımı Yapıyor

Basın Yayın Mart 2025, Sayı 90 97
Mimarlık Mezunumuz Melike Tuna, İspanyol Firması Tecnicas Reunidas’da Rafineri Tasarımı Yapıyor

 

Bize kısaca kendini tanıtır mısın?

Ben Melike Şeyma Tuna, 2024 yılında Abdullah Gül Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldum. Şu anda İstanbul’da, İspanyol kökenli bir inşaat ve mühendislik firması olan Tecnicas Reunidas’da teknik alanda rafineri tasarımı üzerine çalışıyorum.

 

Üniversite yıllarım oldukça verimli geçti; akademik çalışmalarımın yanı sıra yurtdışı projeleri ve girişimcilik faaliyetleriyle kendimi geliştirme fırsatı buldum. Şimdiye kadar 25’e yakın ülke gördüm ve 10’dan fazla Erasmus+ programına katıldım. Bunlardan biri, AGÜ’nün staj hareketliliği kapsamında Kanarya Adaları’ndaki bir mimarlık ofisinde gerçekleştirdiğim deneyimdi. Diğer projeler ise Erasmus+ kapsamında, kendi kurduğum network aracılığıyla katıldığım programlardı.

 

Bu süreçte kendi Erasmus+ organizasyonumu kurarak projeler yazmaya başladım ve hâlâ uluslararası iş birlikleri yaparak projeler üretiyorum. Bunun yanı sıra TÜBİTAK BİGG, Gençlik ve Spor Bakanlığı hibeleri ve TÜBİTAK 2209-A gibi farklı fonlara yönelik proje yazma deneyimi edindim.

 

Tüm bu yoğun çalışmaların yanında mimarlık stüdyolarımı aksatmamaya özen gösterdim ve 3.21 GPA ile tüm derslerimi başarıyla tamamlayarak mezun oldum.

 

AGÜ mezunu olmak sana ne tür avantajlar sağladı?

AGÜ mezunu olmanın bana en büyük katkılarından biri uluslararası ortamlara hızlı adapte olabilme yetisi kazandırması oldu. Eğitimin tamamen İngilizce olması, dil konusundaki özgüvenimi artırarak iş hayatında global bir ortamda rahat iletişim kurmamı sağladı.

 

Ayrıca, üniversitenin küçük ölçekli olması sayesinde akademisyenlerimizle birebir iletişim kurma fırsatı bulduk. Bu da akademik gelişimime ve kişisel mentorluk desteği almama büyük katkı sağladı. AGÜ’nün sunduğu proje bazlı eğitim yaklaşımı da girişimcilik ruhumu besledi ve birçok farklı alanda proje üretme yeteneğimi geliştirdi.

 

Başarılı bir mezun olarak, mezun olacak öğrencilerimiz ve mezunlarımıza iş dünyasıyla ilgili neler söylemek istersin?

İş dünyası ve kurumsal hayat, üniversitedeki ortamdan oldukça farklı. Mezun olmadan önce bu farkı tam olarak anlayamamıştım, ama deneyimledikçe gördüm ki sadece işinizi iyi yapmanız her zaman yeterli olmuyor. Süreçler bazen teknik bilgi kadar iletişim becerilerine ve işin dinamiklerini anlamaya da dayanıyor.

 

Benim için en büyük farkındalık, her zaman işin teknik kısmına odaklanmanın yeterli olmadığıydı. İnsanlarla doğru iletişim kurabilmek, süreçleri yönetebilmek ve iş yerindeki dinamiklere adapte olabilmek de en az teknik bilgi kadar önemli. Bu yüzden, mezun olacak arkadaşlara tavsiyem, sadece akademik olarak değil, kendinizi sosyal ve duygusal anlamda da geliştirmeye çalışmanız. Bu süreç sizi iş hayatında daha güçlü ve daha mutlu biri yapacaktır.

 

Mezun olduktan sonra iş arayış sürecin nasıl oldu?

Aslında mezun olduktan sonra klasik anlamda bir iş arayış sürecim olmadı. Planım, doğrudan yüksek lisansa devam etmekti ve İtalya’daki bir üniversiteden kabul almıştım. Mezuniyetten birkaç ay sonra oraya gitmeyi planlıyordum. Ancak hayat her zaman planladığımız gibi ilerlemiyor ve beklenmedik gelişmeler oldu ve planlarım değişti.

 

Tam bu dönemde, LinkedIn üzerinden şu an çalıştığım şirketin headhunter’ı benimle iletişime geçti. Açık bir pozisyonları olduğunu ve benimle mülakat yapmak istediklerini söylediler. Ben de süreci kabul ettim ve önce insan kaynakları, ardından da ekip lideriyle teknik mülakata girdim. Şirketin acil bir ihtiyacı olduğu için süreç oldukça hızlı ilerledi. Yaklaşık iki hafta içinde tüm mülakatlar tamamlandı ve bir hafta içinde işe başlamam gerektiği söylendi. Kendimi bir anda İstanbul’da, hiç planlamadığım bir kariyer yolunda daha diplomamı bile resmi olarak elime almamışken buldum.

 

Bu süreç bana, bazen kariyerin planladığımızdan farklı şekillerde gelişebileceğini ve fırsatların hiç beklemediğimiz anlarda karşımıza çıkabileceğini öğretti. Önemli olan, bu fırsatları değerlendirerek kendimizi geliştirmeye devam edebilmek.

 

AGÜ’de edindiğin yurt dışı tecrübelerin işe alınma sürecinde ve iş yaşamında sana ne tür avantajlar sağladı?

Yurt dışı tecrübelerimin hem işe alınma sürecimde hem de iş yaşamımda doğrudan etkili olduğunu söyleyebilirim. LinkedIn üzerinden headhunter’ın benimle iletişime geçmesinin temel sebeplerinden biri, bu deneyimlerimi aktif bir şekilde paylaşmam oldu. Mülakat sürecinde ise CV’me yansıttığım bu deneyimler, şirketin benimle ilgilenmesini sağladı.

 

İş yaşamına geldiğimizde ise AGÜ’de kazandığım uluslararası bakış açısının ve farklı kültürlerle çalışma pratiğimin büyük faydasını gördüm. Şu an çalıştığım şirkette birçok farklı milletten insan var ve ortak dilimiz İngilizce. Daha önce Erasmus+ projeleri ve uluslararası staj deneyimlerim sayesinde bu tür bir ortama alışkın olduğum için adapte olmak benim için çok kolay oldu.

 

Ayrıca, yurt dışı projelerinde kazandığım esneklik, problem çözme becerileri ve farklı perspektiflerden bakabilme yeteneği, iş hayatında da beni destekleyen unsurlar oldu. Kendi alanımda teknik bilgi kadar bu tür yetkinliklerin de önemli olduğunu birebir deneyimleme fırsatım oldu.

 

AGÜ öğrencilerine mezuniyet sonrası iş hayatına kısa sürede girebilmesi için neler tavsiye edersin?

Mezuniyeti beklemeden mutlaka bir yerlerde çalışmaya başlamalarını tavsiye ederim. Bu, kendi alanlarında bir staj olabilir ya da tamamen farklı bir sektörde bir iş deneyimi de olabilir. Önemli olan, çalışma disiplinini öğrenmek, sorumluluk almayı deneyimlemek ve iş dünyasının dinamiklerini erken yaşta kavrayabilmek.

 

Kendi deneyimlerimden yola çıkarsam, öğrencilik hayatım boyunca yaklaşık 5-6 farklı mimarlık ofisinde staj yaptım. Bunların çoğu gönüllüydü, ancak son sınıfta ciddi bir ofiste çalışarak ödeme almaya başladım. Ayrıca Erasmus stajım sırasında, mimarlık ofisinde çalışmanın yanı sıra yerel bir kafede de yarı zamanlı olarak çalıştım. Bu süreç bana yalnızca mesleki değil, sosyal ve kültürel açıdan da çok şey kattı. Yerel halkla doğrudan iletişim kurarak hem dillerini öğrenme fırsatı buldum hem de farklı kültürel kodları gözlemleme şansım oldu.

 

İş dünyasına daha hızlı adapte olabilmek için öğrencilere tavsiyem, sadece akademik başarıya odaklanmamaları. Teknik bilgi önemli ama tek başına yeterli değil. Sosyal becerilerinizi geliştirmek, farklı insanlarla çalışmak ve problem çözme yeteneğinizi artırmak sizi iş hayatında bir adım öne taşıyacaktır.

 

Daha mezun olmadan iş bulmandaki en önemli etken veya etkenler neydi?

Bence en önemli etken, doğru fırsatı beklemek yerine harekete geçmem ve cesurca adımlar atmamdı. İş dünyasına atılmak için mezun olmayı beklemedim, tam tersine erkenden yola koyuldum. Bu sayede, fırsat kapıyı çaldığında zaten hazırdım ve değerlendirmemek gibi bir seçenek söz konusu bile değildi.

 

Daha önce de söylediğim gibi, mezun olmadan önce sektörde gönüllü bile olsa çalışmaya başlamak büyük bir fark yaratıyor. Akademik ortam bize belirli bir seviyeye kadar rehberlik edebilir, ancak gerçek sektör deneyimi için işin içinde olmak gerekiyor. Eğer tamamen akademide ilerlemeyi planlıyor olsanız bile, hayatınızın bir döneminde sektör deneyimi edinmenin bakış açınızı genişleteceğini ve problem çözme yeteneğinizi geliştireceğini düşünüyorum.

 

AGÜ’nün %100 İngilizce eğitim vermesinin iş hayatına girerken ne gibi avantajı oldu?

Daha önce de bahsettiğim gibi, çalıştığım şirketin uluslararası bir firma olması nedeniyle İngilizceye hakim olmam adaptasyon sürecimi hızlandırdı. Farklı milletlerden insanlarla rahatça iletişim kurabilmek, iş süreçlerine daha hızlı dahil olmamı sağladı.

 

Ancak bunun ötesinde, İngilizce öğrenmek benim için sadece bir dil kazanımı değil, aynı zamanda zihinsel olarak da ufuk açan bir süreçti. Yeni bir dil öğrenmek, düşünme biçimini geliştiriyor, farklı perspektifleri anlamayı kolaylaştırıyor ve analitik düşünme yeteneğini güçlendiriyor. AGÜ’de tamamen İngilizce eğitim almak, sadece dersleri anlamakla sınırlı kalmadı; araştırma yaparken, uluslararası projelere katılırken ve kendimi ifade ederken de büyük avantaj sağladı.

 

Bu nedenle, İngilizce eğitimin iş hayatına girerken bana yalnızca teknik bir yetkinlik kazandırmadığını, aynı zamanda global bir bakış açısı edinmemi sağladığını düşünüyorum.

 

AGÜ’yü tercih etme sebebin neydi?

AGÜ’yü tercih etme sebebim konusunda dürüst olacak olursam, başta fiziksel, maddi ve ailevi kaygılar rol oynamış olsa da araştırmalarım sonucunda sunduğu yurtdışı fırsatlarının benim için büyük bir avantaj olacağını fark ettim. Özellikle Erasmus projelerine sağladığı destek ve uluslararası iş birlikleri, AGÜ’yü benim için cazip hale getirdi.

 

Ayrıca, küçük ölçekli bir üniversite olması sayesinde akademisyenlerle birebir iletişim kurma ve onların deneyimlerinden doğrudan yararlanma şansım oldu. Aynı zamanda, kendi şehrimde okumak, akademik yükümlülüklerimi yerine getirirken yurtdışı projelerine daha fazla zaman ve kaynak ayırmamı kolaylaştırdı. Bu sayede, öğrenci yıllarım boyunca birçok uluslararası projede yer alarak önemli deneyimler kazandım.

 

Bundan sonra kariyerindeki hedeflerin nelerdir?

Bundan sonraki en büyük hedeflerimden biri, yurt dışında yüksek lisans eğitimime devam ederken aynı zamanda iş hayatındaki varlığımı sürdürmek. Akademik gelişimimi ve profesyonel deneyimlerimi paralel şekilde ilerleterek kendimi daha donanımlı hale getirmeyi planlıyorum.

 

Bunun yanı sıra, proje yazma alanında da aktif olmaya devam etmek istiyorum. Erasmus projeleri ve kendi organizasyonumu daha ileriye taşımak için yeni projeler üretmek ve uluslararası iş birlikleri kurmak önceliklerim arasında.

 

Hem akademik hem de profesyonel alanda kendimi geliştirmeye devam ederek, sürdürülebilir projeler üreten, küresel çapta etki yaratabilen bir kariyer inşa etmeyi hedefliyorum.

 

İşyerindeki bir günün nasıl geçiyor?

İşyerindeki günlerim oldukça dinamik ve hareketli geçiyor. Öncelikle, bana verilen görevleri tamamladıktan sonra yöneticimle toplantı yaparak ilerlememi paylaşıyor, kritik noktalar üzerine geri bildirim alıyorum. Eğer sormak istediğim sorular varsa bu toplantılar, süreçleri daha iyi anlamam için büyük bir fırsat oluyor. Aldığım geri dönüşlere göre gerekli revizeleri yaparak projeleri daha ileriye taşıyorum.

 

Çalışma ortamım oldukça disiplinlerarası bir yapıya sahip. Makine mühendisleri, inşaat mühendisleri, fizik mühendisleri ve kimya mühendisleri ile birlikte çalışarak farklı bakış açılarını bir araya getiren bir ekip içinde yer alıyorum. Bu çeşitlilik, işin teknik boyutlarını anlamamı kolaylaştırırken aynı zamanda sürekli yeni şeyler öğrenmemi sağlıyor.

 

En önemli nokta ise, öğrenme sürecimin her gün devam etmesi. Bir konuda eksik olduğumu hissettiğimde bunun bir engel olmadığını, aksine gelişim için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Meraklı ve öğrenmeye açık olmak, iş hayatında bana en çok katkı sağlayan özelliklerden biri oldu.

 

Kabul ettiğin ve çalışmaya başladığın şu an ki işinden başka aldığın teklifler var mıydı?

İtalya’daki yüksek lisans kabulüm dışında, Kayseri’de bir şirketten de teklif almıştım. Ancak farklı bir deneyim yaşamak, konfor alanımdan çıkmak ve kendimi yeni bir ortamda geliştirmek istediğim için İstanbul’daki bu teklifi değerlendirmeye karar verdim.

 

Bu kararımdan hiç pişman değilim; aksine, şu an yaşadığım deneyimin beni hem profesyonel hem de kişisel olarak çok geliştirdiğini düşünüyorum. Farklı disiplinlerden insanlarla çalışmak, büyük ölçekli projelerde yer almak ve uluslararası bir iş ortamına adapte olmak bana değerli kazanımlar sağladı. İstanbul’daki bu fırsatı değerlendirdiğim için mutluyum ve bu sürecin bana kazandırdıkları ilerleyen kariyer hedeflerimde de önemli bir rol oynayacak.



GALERI