AGUNews

Mart - Nisan 2023, Sayı 75

Orta Çağ’ın ‘Karanlığında’ Tiyatro

Fevzi Can Gürüz Mart - Nisan 2023, Sayı 75 9384
Orta Çağ’ın ‘Karanlığında’ Tiyatro

 

Kendisinden önce ve sonrasındaki dönemlerle kıyaslandığında hayatın hemen hemen tüm alanlarında bir duraksama, gerileme dönemi yaşanmış olması sebebiyle karanlık olarak adlandırılan Orta Çağ’da tiyatronun da bu duraksamadan payını aldığı söylenebilir. Tiyatro tarihi alanındaki çalışmaların çoğu bu düşünceyi desteklemekte iken tamamıyla bir durmanın söz konusu olmadığını da unutmamak gerekir. Öyle ki, her ne kadar olumsuz süreçleri barındırsa da Orta Çağ döneminin tiyatro tarihi açısından olumlu katkılara da sahip olduğu söylenebilir.

 

Roma İmparatorluğu’nun çöküş süreciyle beraber eğitim, kültür, sanat, ekonomi gibi alanlarda yaşanan bu duraksama yıllarında tiyatro gösterilerinin yasaklandığı, sanatın ve sanatçının suçlandığı, tiyatro özelinde sanatın insan için zararlı olduğu görüşü özellikle din adamları aracılığıyla topluma yayılmaya çalışılmıştır. Öte yandan Latince’yi ve Antik kültürün özünü korumayı amaçlayan kilisenin bu tutumunun dramatik, teatral eserlerin de korunmasını da sağladığı bilinmektedir. Bu tutumun Orta Çağ dönemi sonrası Rönesans Çağı’nın da oluşmasında etkili olduğu yorumu yapılabilir.

 

Tiyatro ve Orta Çağ dönemi arası ilişkide tiyatronun içeriğinden çok tekniğine dayalı bir gelişmenin var olduğu söylenebilir. Kilise ve din adamlarının tiyatro hakkındaki baskılayıcı, engelleyici görüş ve tavırları tiyatro oyunlarının içerdiği konuları sınırlamakla birlikte yaratıcı, sorgulayıcı ve eleştirel bakış açısına zarar verirken diğer yandan tiyatronun etkileyici gücünden de yararlanma çalışmalarından dolayı çok sayıda kişiye hitap edebilecek geniş çaplı tiyatro oyunlarının ortaya çıkmasına da zemin hazırlamıştır. Kilisenin ve din adamlarının tiyatroyu neredeyse düşman olarak görmesinin ve bu denli karşısında durmasının belli başlı sebepleri vardır. Bu bakış açısına göre tiyatronun gerçek olmadığı, dizginlenmesi gereken hazları harekete geçirdiği, ahlaksızlığı ve inançsızlığı yaydığı gerekçeleriyle engellenme girişimleri düşünsel ve yaratıcı anlamda tiyatronun içeriğinin gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir. Öte yandan ise kilise aracılığıyla da olsa halkın arasında tiyatronun yayılması ve katılımı konusunda önemli bir yol kat edilmiştir. Kilisenin önemli rol oynadığı bu dönemde rahiplerin halkın arasında Hristiyanlık inancını kuvvetlendirmek adına halk diliyle yazılmış tiyatro metinlerini halkın arasında sergilediği bilinmektedir. Bu noktada tiyatro performanslarının kiliseden taşıp toplum arasında çeşitli yerlerde gerçekleştiği bilinmektedir. Ayrıca, dinsel olmayan tiyatro oyunlarına da rastlanılan dönemde hem İngilizce hem Fransızca yazılmış oyun metinlerine rastlanılmaktadır.

 

Sonuç olarak genellikle karanlık olarak adlandırılan Orta Çağ döneminde sanatın ve tiyatronun olumsuzluklarla, engellemelerle, kısıtlamalarla mücadele ettiği bir gerçektir. Fakat böylesine bir dönemde dahi sahnelenen tiyatro performanslarında sahneleme, sunum, kostüm ve teknik anlamda gelişmeler kaydedilmiştir. Nihayetinde toplum içerisinde yaygınlaşması da tiyatro adına olumlu bir gelişmedir. Her ne kadar karanlık olarak adlandırılsa da Orta Çağ’da tiyatro adına olumlu gelişmelerin de bulunduğu söylenebilir. Zaten tiyatronun sahip olduğu ruhu gereği kendisi adına en olumsuz, en zor koşullarda dahi kendisini var edebildiği, en umutsuz durumlarda dahi insanlara umut saçabilen bir sanat dalı olduğunu unutmamak gerekir.