AGUNews

Kasım 2025, Sayı 98

Psikoloji Öğrencimiz Rabiya Kızgın Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu’ndaki Faaliyetlerine Değindi

Duygu Karabıyık Kasım 2025, Sayı 98 42
Psikoloji Öğrencimiz Rabiya Kızgın Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu’ndaki Faaliyetlerine Değindi

AGÜ News’in bu ayki konuğu, Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu’nda (TPÖÇG) üniversitemizi temsil eden değerli arkadaşımız Rabiya Kızgın. Öncelikle röportajı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Klasik giriş sorumuzla başlayalım: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Rabiya Kızgın. Abdullah Gül Üniversitesi’nde ikinci sınıf psikoloji öğrencisiyim. Aynı zamanda okulumuzun öğrenci senatosunda psikoloji senatörü olarak bölümümü temsil ediyorum ve buna ek olarak Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu’nda üniversitemin temsilciliğini yapıyorum.

TPÖÇG’de üniversitemizi temsil etmek nasıl bir deneyim?
Çok çok güzel bir deneyim. Okul bazında henüz çok fazla deneyimleyemedim ama bölüm düzeyinde oldukça zenginleştirici bir süreç yaşadığımı söyleyebilirim. Çünkü bölümüm adına bir şeyler üretebilmek ve bunu bireysel çabalarımla yapabiliyor olmak benim için çok kıymetli. Yaptığım şeylerin Türkiye genelinde görünürlük kazanması da ayrı bir fırsat. Biz öğrenciler olarak sık sık “Ne yapsak?” diye düşünüyoruz ve bence psikoloji öğrencileri olarak bir araya gelebildiğimiz en anlamlı platformlardan biri TPÖÇG. Bu yapının içinde yer almak ve bu evin çatısına kendi tuğlamı ekleyebiliyor olmak benim için çok çok güzel bir deneyim.

TPÖÇG çatısı altında şu anda yürüttüğünüz çalışmalar neler?
TPÖÇG faaliyetlerimizden ilki Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi (UPOG). Bu kongre her sene bir üniversitenin ev sahipliğinde yürütülüyor. Yaz dönemlerinde gerçekleşiyor ve 3–4 gün sürüyor. Çeşitli üniversitelerden çok sayıda akademisyen geliyor ve öğrenciler bu etkinlikten faydalanabiliyor. Bu yıl 29.’su Nişantaşı Üniversitesi’nde yüz yüze gerçekleştirildi.

İkinci olarak TPÖÇG Akademi’yi söyleyebilirim. Bu da her yıl belli sayıda psikoloji öğrencisini psikolojinin spesifik bir alanıyla buluşturan bir program. Temmuz–Ağustos aylarında yine bir üniversitenin ev sahipliğinde, tematik şekilde ve 5 günlük bir eğitim programı olarak düzenleniyor. Bu sene Medipol Üniversitesi’nde gerçekleşmişti.

Bunların dışında ulusal ve yerel değişim programlarımız var. Bu programlarla farklı üniversitelerdeki psikoloji öğrencileriyle yer değiştirebiliyoruz. Örneğin, benim okulumda sevdiğim ve başka öğrencilerin de deneyimlemesini istediğim bir ders varsa, bu program sayesinde o öğrenci misafir olarak derslere katılabiliyor. Ben de aynı şekilde başka üniversitelerdeki derslere 1–2 günlüğüne veya 1 haftalığına misafir olabiliyorum. Ayrıca yerel yapılanmaları bulunan İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin ve Adana gibi illerimizde üç farklı alanda etkinlikler yapılmaktadır: akademik etkinlikler, sosyal etkinlikler ve sosyal sorumluluk etkinlikleri.

Bunun dışında bizim temsilciler olarak yaptığımız etkinlikler var. Ben de kendi eylem planım kapsamında okulumda etkinlikler düzenliyorum. İlk etkinliğim, TPÖÇG Haftasında yaptığım tanıtım sunumuydu. İkinci etkinliğimde ise okulumuzdaki akademisyenler ve öğrencileri bir araya getiren bir “Psikoloji Tanışma Kahvesi” düzenledim. İleride daha birçok etkinlik yapmayı umuyorum.

Psikoloji öğrencilerine veya AGÜ öğrencilerine vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Tabii ki var. TPÖÇG bana akademik anlamda destek oluyor, ciddi bir network kazandırıyor. Ayrıca iş hayatında yaşayabileceğim krizleri burada yaşayıp yönetmeyi öğreniyorum. Zaman yönetimini, stres yönetimini ve gelecekte iş hayatında kullanacağım birçok profesyonel beceriyi şimdiden öğretiyor diyebilirim.

Ama akademik kısmından öte, bence en önemli şey şu: Biz varız. Akademik süreçte kendimizi çok yıpratıyoruz ve kendimize yönelik şefkati çoğu zaman unutuyoruz. Gerçekten öz şefkat bu süreçte çok önemli, çünkü biz sadece notlardan oluşmuyoruz; notlarımızdan çok daha fazlasıyız. Kendimize sürekli bunu hatırlatmalı, birileri dediğimiz kişilerin neler dediğini duymayarak, kendi yolumuzda biricik olduğumuzu unutmadan ilerlemeliyiz. Önümüze çıkan engelleri birer taş olarak görmeden, onların sürecin doğal bir parçası olduğunu bilerek yolumuza devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Rabiya, AGÜ News ailesi adına bize değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz.