AGUNews

Kasım 2024, Sayı 86

Doç. Dr. Umut Türk Başarının Sırrını Açıkladı: İşini Severek Yapmak!

Tuana Çağla Çetinkaya Kasım 2024, Sayı 86 29
Doç. Dr. Umut Türk Başarının Sırrını Açıkladı: İşini Severek Yapmak!

Öncelikle AGÜ News ailesi olarak röportaj teklifimizi kabul ederek bize değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Sizi tanıyabilir miyiz?

Böyle bir röportaj yapmaya karar verdiğiniz için teşekkür ederim. 2018’den beri AGÜ’de Ekonomi bölümünde görev yapıyorum, aslen Kayseriliyim. Marmara Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra Milano’da yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisansım bitince Verona, Padova ve Venedik üniversitelerinin birlikte organize ettiği bir doktora programını tamamladım. Doktoram bitince Türkiye’ye geri döndüm. AGÜ’de bir ilk olan oyun teorisi dersini vermek üzere göreve başladım. Politik ekonomi eğitimimin bir kısmını İsveç’te geçirdim. İsveç Uppsala Üniversitesi’nde ekonomi ve coğrafyanın mekânsal ilişkisi üzerine çalışmalar yaptım.

Büyük bir başarı elde ettiğiniz son iki projeniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca, projeleriniz için hangi kaynaklardan destek sağladığınızdan ve şu an sürecin hangi aşamasında olduğunuzdan bahseder misiniz?

Elbette, akademisyen olarak bir iş tanımı yapmak gerekirse süreç içerisinde ders vermek, araştırmalar yapmak ve bir proje ortaya konmak olarak sıralanabilir. Akademisyenler araştırmalarını yapabilmek için kendilerine bir fon oluştururlar. Bu durum mühendislik alanında çok daha yaygındır. Bir sosyal bilimci laboratuvarında makine kullanmaz toplumu baz alır çünkü sosyal bilimler toplum bilimidir. Çok disiplinli çalışmalar başlayınca sosyal bilim çalışmaları adına fon ihtiyacı da artmaya başladı. Sosyal bilimcilerin bilimsel ürün ortaya koymasında diğer alanlarla bir sosyal ağ oluşturmasının büyük bir katkısı vardır.

Farklı disiplinler ile farklı toplumsal yapıları araştırarak ortaya çıkan “karşılaştırmalı analiz” verilerinden yararlanılır. Bu tarz verileri toplayabilmek için başka ülkelere gidilerek saha çalışması yapılması gerekebilir bu durum da bir maliyete yol açar. Ülkelerin kendi içinde fonlayıcı kuruluşları vardır. Avrupa’da bu tarz fonlara erişim daha kolaydır. Bir sosyal bilimci ikinci olarak neden fona ihtiyaç duyar diye sorarsanız, bizler doktora ve yüksek lisans yapan araştırmacılar ile çalışıyoruz, bursiyerlere kaynak oluşturmak ve çeşitli araştırmalar yapabilmeleri için destek olmak amacıyla fonlara ihtiyaç duyarız. Bunun yanı sıra kendi yürüttüğüm ilk proje başvurumu pandemi döneminde TÜBİTAK’ın çağrısı üzerine yapmış bulundum.

Uzaktan eğitimin öğrencilerin başarısına olan etkisini yüz yüze eğitimle kıyaslayarak çeşitli anketler ve verilerle bir çalışma gerçekleştirdik. 2022 yılında Ulusal Araştırma Fonu tarafından sürdürülebilir büyüme hedefleri üzerine bir çağrı yapıldı. Norveç’te Oslomet Üniversitesi ve Çin’de University of Electronic Science and Technology of China ile birlikte bu çağrı üzerine “Büyük veri teknolojisiyle desteklenen sürdürülebilir ve sosyal adaletli şehirler “adında başvuruda bulunduk. Bu üç ülkenin her birinden bir şehir seçmek üzere, şehirlerin şehirleşme süreçlerini büyük veriden yararlanarak ortaya koyduk. Üzerinde durduğumuz bir diğer konu da “şehirleşmenin adalet yapısını aşındıran bir süreç olduğu görüşü beraberinde yeni şehir dizaynlarında daha eşitlikçi bir şehir yapısı nasıl oluşturulabilir?” sorusu oldu.

Ekonomide çok kullandığımız “insani gelişme endeksi” vardır. Bu endeks, bir ülkenin sadece geliri ile değil eğitim ve sağlık alanında kendi vatandaşlarına ne gibi fırsatlar sunabildiğini araştırır. Bizim bu durumu şehir hatta mahalle düzeyine indirdiğimiz bir algoritmayı bu üç ülkede karşılaştırmalı olarak uygulamayı planlıyoruz. Buna paralel olarak Ufuk Avrupa’ya dahil olan DUT programına başvuruda bulunduk. Almanya’dan Heidelberg Üniversitesi ve İsveç’ten Uppsala Üniversitesi olmak üzere bu iki üniversite ile birlikte çalışmayı yürüttük. Proje kapsamında “yaşlı bireylerin şehrin fonksiyonlarına erişme fırsatları üzerinde durduk. Ayrıca dijital okur-yazarlık, kültürel farklılıklar gibi konuları içine entegre edeceğimiz üç yıllık bir proje olduğu bilgisini de verebilirim.

Bu denli önemli başarılar elde edebilmek için çok uzun bir periyot ve büyük bir emek gerekiyor. Böyle bir başarı elde etmenizdeki temel faktör farklı ülkelerin; kültürlerini, eğitim sistemlerini, araştırma sahalarını görmüş olmanız olabilir mi?  Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Olabilir tabii ki. Akademisyenlerin kendi fonlarını oluşturuyor olması Dünya’nın gelişmiş ülkelerinde benimsenmiş bir sistemdir bu sistem ciddi bir emek gerektirir ve bu süreçten geçiyor olmak da kişiye çok şey katar. Aynı zamanda AGÜ’de Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürüyüm ve haftalık 9-10 saati bulan derslerim var bunun yanında araştırmalarımı da sürdürüyorum. Bu durum bir projeyi yürütürken verdiğiniz eğitimin zenginleşmesine ve yürüttüğümüz çalışmalarımıza da olumlu olarak yansıyor. Bu alanlar birbirini tamamlayan süreçlerdir. Derslerimde, projelerimde kullanmış olduğum metot ve terimlerle örneklendirmeler yaparak soyut bir konuyu bir projeye nasıl adapte ettiğimi kolayca aktarabiliyorum.

Bahsetmiş olduğunuz alanlar her ne kadar birbirini tamamlıyor olsa da aynı anda birçok işi yürütmeniz sizin çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğunuzu gösteriyor. Başarılı bir akademisyen olmanız üzerinde başka hangi özellikleriniz öne çıkıyor?

Bu noktada en önemli faktör yaptığım işi severek yapıyor olmamdır. Farklı departmanlardan çalışmakta olduğumuz asistanlarımız ve meslektaşlarımızla farklı bir sinerji oluşturduk. Bu sebeple çalışmayı bir yük olarak görmüyorum. Bu noktada Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Dr. Armağan Teke-Lloyd’a ve projemizde yer alan asistanlarımıza teşekkür ederim.

Bir işi severek yapmak aslında tüm meslek grupları için önem arz eden bir noktadır. Peki, sizin bu mesleği seçme sebebiniz nedir? Öğrenebilir miyiz?

Ben eğitimci bir ailede büyüdüm. Öğretmenliğin bir gelenek olduğu, her şeyin çözümünün eğitim olduğuna inan bir aile yapısında yetişmek daha üniversite sınavına girmeden bir akademisyen olma kararını vermeme vesile olmuştur. Hangi bölümü seçersem seçeyim kendi alanımda bir akademisyen, bir bilim insanı olma yolunda yürüyeceğimi biliyordum. Kariyerimi inşa etme noktasında bunları söyleyebilirim.

Hedef odaklı bir kişiliğe sahipsiniz. Bu aynı zamanda hedeflere ulaşma yolunda çok yüksek bir kararlılık gerekiyor. Öğrencilerimiz için hedeflere ulaşma konusunda nasıl bir tavsiye vermek istersiniz?

Mutlaka sevdikleri alanlara yönelsinler, bizim çalışmalarımız da gösteriyor ki insanlar sevdikleri alanlarda daha başarılı oluyor aynı zamanda ülkelerin gelişimi de daha hızlı oluyor. İşsizliğin belli bir seviyeye ulaştığı ülkelerde insanlar genç yaşlardan itibaren geçim derdine düşüyor bu da insanların ilgi alanlarını kaybetmesine yol açıyor fakat insanların olabildiğince bu durumla baş etmelerini umuyorum.