Bu ay dram/gerilim filmi ile birlikteyiz. Natalie Portman’ın harika bir performans sergilediği Siyah Kuğu psikoloji severler için muhteşem bir film. Nina Sayers prestijli bir bale okulunda genç bir dansçıdır. Sakin, pek fazla arkadaşı olmayan, aynı zamanda hırslı yapısıyla okuldaki diğer arkadaşlarından farklı bir yapısı vardır. Günlük hayatı ev, bale okulu ve çalışmakla geçmektedir. Annesi Erica da eski bir balerindir ve obsesif bir yapısı vardır. Annesinin obsesif yapısı Nina’yı etkilemekte, stresli ve huzursuz bir yaşam sürmesinde etkili olmaktadır. Bale okulu Kuğu Gölü eseri için hazırlıklar yapmaktadır. Yönetmen Thomas Leroy yeni bir baş dansçı seçmek için iyi bir balerin aramaktadır. Bu balerin masum, iyi ve kırılgan olan Beyaz Kuğu ile kötü ve şehvetli olan Siyah Kuğuyu birlikte canlandırması gerekmektedir. Nina da baş dansçı seçilebilmek için seçmelere katılır.
Ancak yönetmen Thomas Beyaz Kuğu için iyi bir aday ancak Siyah Kuğu olabilmek için yeterli tutkusunun olmadığını Nina’ya söyler. Nina şansını bir kez daha denemek için Thomas’ın odasına gider ve Thomas onu öpünce Nina dudağından ısırır. Yönetmen ondaki potansiyeli görünce rolü ona verir. Ancak Nina Beyaz Kuğu rolünü gayet iyi yaparken Siyah Kuğu rolünü canlandırmakta zorlanmaktadır. Yönetmen Siyah Kuğu rolü için mükemmel olmaması ,doğal ve tutkulu davranması gerektiği konusunda sürekli uyarıda bulunmaktadır. Bu süreç Nina’yı zorlamakta ve psikozlu semptomlar ve halisünasyonlar görmeye başlamaktadır. Bale gösterisinden bir gün önce Nina’nın durumu daha da kötüye gitmesiyle birlikte annesi bale okulunu arayarak Nina’nın performansı sergilemeyeceğini söyler.
Gösteri günü Nina annesiyle şiddetli bir kavga ettikten sonra bale okuluna gelir. Ancak baş dansçı olarak arkadaşı Lily’i seçmişlerdir. Bu duruma son derece sinirlenen Nina en ağır halisünasyonunu görecektir. Gördüklerinden sonra istemeden kendisini ayna parçası ile yaralar. Ve yaralı haliyle sahneye çıkıp şimdiye kadar yapmış olduğu en iyi Siyah Ve Beyaz Kuğu rolünü canlandırmıştır.
Gösterinin sonunda Nina sahnede hayatına veda eder. Bu veda gösterir ki insan ne tamamen siyah kuğu olabilir ne de beyaz. İyi, masum, düzenli, toplum ve aile yapısına uyan bir yanımız yani (Beyaz Kuğu) içimizde varken diğer yandan kötülük yapmaya meyilli, şehvetli, düzensiz, dağınık, kendi bildiğini okuyan bir anarşist tarafımızda (Siyah Kuğu) vardır. Benim açımdan insan ne tamamen beyaz kuğu olabilir ne de siyah kuğu. İnsanoğlu olarak gri varlıklarız. Hayatta hem iyiliği hem de kötülüğü barındırarak yaşarız. Bu yüzden Nina da olduğu gibi hayatı uzun bir süre beyaz kuğu rolüyle yaşamaya çalışan insan kendi benliğinden uzaklaşarak içimizde var olan siyah kuğunun sesinin yükselmesine neden olur. Bu ses yükselmesi de insanda bazı fizyolojik ve psikolojik tepkileriyle ortaya çıkar.
Kısaca içimizde var olan bu zıtlıkların farkına varıp kendimiz için uygun sesi bulmamız dileğimle…
