Bize kısaca kendini tanıtır mısın?
Ben Kerim Kerimoğlu. 1 Ocak 1998 Adana doğumluyum. Lise öğrenimimi Adana’da tamamladıktan sonra lisans eğitimim için Kayseri’ye geldim. Abdullah Gül Üniversitesi İşletme bölümünden 2023 yılı ocak ayında mezun oldum. Vakıf Katılım Bankası’nda Hazine ve Sermaye Piyasaları Uzman Yardımcısı olarak çalışıyorum.
AGÜ mezunu olmak sana ne tür avantajlar sağladı?
Öncelikle Abdullah Gül Üniversitesi tam anlamıyla üniversite kelimesinin sözlük anlamı diyebilirim. Üniversite kendini geliştirmek istediğin alanda imkân sunan, bunun yanı sıra sosyalleşebileceğin ve kendini geliştirebileceğiniz yerlere verilen isimdir. AGÜ’de kaliteli bir üniversite eğitiminin yanı sıra kendinizi geliştirebileceğiniz pek çok öğrenci kulübü bulunmakta. Ayrıca çeşitli kültürel ve sportif faaliyetler ile de kendinize hem sosyal ortam yaratabilir hem de eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz. Günümüz dünyasında en önemli olan becerilerden bir tanesi etkili iletişim becerileri ve takım çalışmasıdır. İletişim kanadını etkinliklerle, takım çalışması kanadını ise üniversitemizin başta AGU WAYS dersleri olmak üzere geliştirebilirsiniz. Günümüz konularına hakim olmak yine bazı süreçlerde çok önemli. Bunu da aldığımız derslerde ve çözdüğümüz case studylerde yakalayabiliyoruz. Kısacası sizi hayata ve akademiye hazırlayan bir kurumdan mezun olmak her şeyden önce soft skill dediğimiz yumuşak becerilerimin gelişmesine katkı sağladı.
Başarılı bir mezun olarak, mezun olacak öğrencilerimiz ve mezunlarımıza iş dünyasıyla ilgili neler söylemek istersin?
İş dünyasında şartlar çetin ve zorludur. Öğrencilik hayatında öğrendiğiniz bilgi ve becerileri ne kadar etkin kullanırsanız o kadar başarılı olursunuz. Örnek vermek gerekirse, bir sunum hazırladığınız zaman, “Powerpoint” yerine “Canva” üzerinden sunum hazırlamak sizi bir adım ileri taşıyabilir. Bu tabiki çok basit bir örnek. İş dünyasının bir diğer önemli noktası ise kesinlikle sabırlı olmak diyebilirim. Arkadaşlara küçük bir tavsiyede bulunmam gerekirse, öğrencilik döneminde kendilerini ne kadar iş dünyasına hazırlayabilirlerse o kadar rahat edebilirler. Bunun da en önemli yolu kesinlikle üniversite hayatı ile beraber sosyal hayatı ihmal etmemek. Bu dengeyi sağlayabilen herkes iş hayatında başarılı olabilir. Özellikle ilk işe giriş seviyesinde çoğu mezun ufak tefek farklarla birbirine üstünlük kurabilmektedir. Bu üstünlüğü sağlayabilmenin yolunun ise EQ olduğuna inanıyorum.
Mezun olduktan sonra iş arayış sürecin nasıl oldu?
İlk olarak akademide devam etmek istedim. Bu konuyla ilgili ilk işim tabiki yurtdışında çeşitli üniversitelerin yüksek lisans programlarına başvurmak oldu. Ocak ayında mezun olmam sebebiyle, pek çok iyi üniversitenin başvurusu çoktan kapanmıştı. Nisan ayının ortasında Avusturya Innsbruck Üniversitesi “Marketing and Branding” alanında mastera kabul aldım. Bu süreçler yerine göre 3-4 ay sürebilen süreçler. Başvurularıma devam ederken yaşadığımız 6 Şubat depremi beni de etkiledi. Ve o süreçte yurtdışı master hayallerimi bir süre erteleyip ailem ile Türkiye’de kalıp işe başlama kararı aldım. Bu süreçte SASA, Adidas Türkiye, EnerjiSA gibi önde gelen firmalar ile görüşmeler gerçekleştirdim.
Aynı süreçte Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin Bankacılık ile ilgili bir eğitimine katıldım. Bu eğitim zorlu bir eğitimdi ve başarıyla tamamladım. Daha sonrasında ise Vakıf Katılım Bankasından Hazine ve Sermaye Piyasaları Departmanı Uzman Yardımcısı pozisyonu için teklif aldım. Aslında iş arayan tarafta değil iş seçen tarafta olmak sürecin en keyifli kısmıydı diyebilirim. İstanbul’da çalışma istemem sebebiyle Kayseri ve Adana’dan gelen pek çok teklifi de reddettim. Sektörde aranan bir çalışan olmak her şeyi çok kolaylaştırdı.
AGÜ’de edindiğin yurt dışı tecrübelerin işe alınma sürecinde ve iş yaşamında sana ne tür avantajlar sağladı?
Ben son dönemimde Romanya’nın Iaşi şehrinde bir üniversitede staj yaptım. Staj dönemimde her şeyden önce farklı kültürleri görmek ve onlarla birlikte yaşama fırsatı bulmak kendimi geliştirmemde büyük öncülük etti. Orada tanıştığım pek çok milletten insanlar ile yaptığım kültürel sohbetler dünyaya bakış açımı değiştirdi. Yurt dışı tecrübelerinin en güzel kısımlarından birisi iş mülakatlarında sohbetin bu konuya gelmesi. “Ne yaptınız, Tek başınıza zor olmadı mı? Uyum sağlayabildiniz mi?”… gibi pek çok soruya mülakat sürecinde cevaplar veriyorsunuz. Ve mülakatı yapan yetkili aslında sizin sosyal becerilerinizi canlı örneklerle gözlemleyebiliyor. Bu gerçekten çok büyük bir avantaj.
AGÜ öğrencilerine mezuniyet sonrası iş hayatına kısa sürede girebilmesi için neler tavsiye edersin?
Kesinlikle Network ve Özgüven. Kendinize güvenin. Gerçekten kaliteli bir eğitim alarak mezun oluyorsunuz. Bunun yanında katıldığınız etkinliklerde konuşmacılar ile görüşmekten çekinmeyin. Konuşun sohbet edin ve çevrenizi genişletin. Kendinizi geliştirin. Bunun çok farklı yolları var artık. Online eğitimler yoluyla olabilir, kurslar olabilir. Attığınız her adım kendinizi geliştirmeniz için size yeni bir anahtar verir. Bu anahtarla beraber doğru kapıyı bulduğunuz zaman her şey sizler için çorap söküğü gibi gelir.
AGÜ’nün %100 İngilizce eğitim vermesinin iş hayatına girerken ne gibi avantajı oldu?
Özgeçmiş hazırlarken bile İngilizce CV hazırlamak ve iş başvurusunda bulunmak işverende bir baskı oluşturur. Bu işin psikolojik üstünlüğünü CV’de kurarsınız. Ne kadar dolu CV o kadar psikolojik üstünlük aslında. İngilizce biliyor musunuz sorusu klasik mülakat sorusudur. Evet dedikten sonra İngilizce konuşmaya başlamak, aldığın eğitimle birlikte mesleki İngilizce’yi de günlük hayatında akıcı şekilde kullanabilmek işe alınma ihtimalini çok yükseltiyor. Büyük firmaların yönetim ofislerindeki pozisyonlar için ilk eleme süreci genel yetenek ve İngilizce sınavlarıdır. Çoğu kişinin korktuğu yabancı dil konusunda +1 avantajla başlamak süreçleri daha da kolay hale getiriyor.
AGÜ’yü tercih etme sebebin neydi?
Biraz kısa olacak ama hocaların kalitesi ve %100 İngilizce eğitim vermesi.
Bundan sonra kariyerindeki hedeflerin nelerdir?
Kendi alanımda en iyi olana kadar çalışmaya devam etmek. Gelinebilecek en üst noktaya ulaşmak. Bu süreçte akademik olarak da yüksek lisans ve doktoraya devam edeceğim. Gelişmenin ve öğrenmenin sürekli olduğunu düşünen biriyim. Yaşadığım sürece en yükseği hedeflemeye devam edeceğim.
İşyerindeki bir günün nasıl geçiyor?
İşe geliyorum. Masama oturup laptopumu açıyorum. Geldiğimi gören görevli ablalarımız çay getiriyor ve gün başlıyor. Bankada çalışınca özellikle pozisyon gereği sürekli para hesabı ve yanlış işlem yapmamak üzerine bir gün geçiriyorum diyebilirim. Ekibimdeki arkadaşlarım ve üstlerim gayet sıcakkanlı ve donanımlı insanlar. Onlardan bir şeyler öğreniyorum. Literatüre yeni bir duygu katabilirim sanırım bu tanımımla. “Riskli eğlence” olarak tanımlayabilirim kısaca. Yapılan bir hata milyonlarca zarara yol açabilir, bunun farkındayız ama aynı anda eğlenmekten de geri kalmıyoruz. Ben çok keyif alarak yapıyorum işimi.
Kabul ettiğin ve çalışmaya başladığın şu an ki işinden başka aldığın teklifler var mıydı?
Evet vardı. Adana ve Kayseri’de çeşitli firmalardan teklif aldım. Yine aynı şekilde bazı İstanbul firmalarından da teklif aldım fakat hem maddi hem de manevi olarak tatmin sağlayabileceğim işi seçmek istedim. Unutmayın ki her şey istemekle başlar. Çok isteyin, hedefinize doğru yola çıkmış olduğunuzu zamanla göreceksiniz.