Hoş geldiniz, Çağrı Hocam. Öncelikle başarılarınızı yürekten tebrik ederim. Başarılarınızın devamını dilerim. Dilerseniz başlayalım sohbetimize. Kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Öncelikle teşekkür ederim. Ben aslen Ankaralıyım, lisans ve yüksek lisans derecelerimi ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde tamamladım. Yüksek lisansımı yaparken aynı zamanda ASELSAN'da çalıştım. ASELSAN'da Alman Leopard Tankları’nın Modernizasyonu üzerine çalıştım, tankın atış kontrol bilgisayarından sorumlu olan proje ekibinde yer aldım. Daha sonra Amerika'da Georgia Institute of Technology'de Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği alanında doktoramı tamamladım. Doktora sonrası Eaton Corporation isimli bir firmada proje yöneticisi olarak çalıştım. Yaklaşık 6 yıl Amerika'da kaldıktan sonra Türkiye'ye döndüm. 2009 yılından itibaren akademisyen olarak Türkiye'de çalışmalarıma devam ediyorum. Araştırma alanlarım, kablosuz ve mobil haberleşme, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi konuları içeriyor. Ayrıca, araştırma ekibimle kurduğumuz farklı konulara odaklanan start-up şirketlerimiz var. Kurucusu olduğum Ar-Ge şirketlerimizde çalışmalarımıza ekibimle beraber aktif olarak devam ediyoruz.
Dünyanın en etkili bilim insanları listesinde adınız yer alıyor. Bu sizi nasıl hissettiriyor?
Aslında dünyanın prestijli üniversitelerinden biri olan Stanford Üniversitesi gibi bir kuruluşun belirlediği “Dünyanın en etkili bilim insanları” listesinde yer almak beni çok onurlandırdı. Uluslararası düzeyde başarılarımın tanınması hem beni hem de araştırma ekibimi teşvik ediyor. Bu listede yer almak, motivasyonumuzu artırıyor ve bizi gururlandırıyor.
Şu anki çalışmalarınız hakkında bize bilgi verir misiniz?
Araştırma grubumda birkaç farklı alanda çalışıyoruz. Birinci konumuz yapay zeka ile akıllı şehirlerde trafik ışıklarının yönetimi. Bu proje, TÜBİTAK tarafından destekleniyor ve şehir içindeki araçların trafikte bekleme süresini azaltmayı hedefliyoruz. Diğer bir projemiz tarım sektörüne odaklanıyor. Soğuk hava depolarında saklanan ürünlerin tazeliğini uzatan bir teknolojiyi ekibimle birlikte geliştirdik. Bu yapay zeka ve nesnelerin interneti temelli teknoloji, meyve, sebze, çiçek ve mantarların depolarda saklanma süresini arttırmayı amaçlıyor. Ayrıca, nesnelerin interneti ve yapay zeka alanlarında başka çalışmalarımız var. Bu projelerimiz ulusal ve uluslararası düzeyde tanınıyor. Bu çalışmalarımızla ülkemize değer katmayı hedefliyoruz.
Akademisyenlik hikayeniz nasıl gelişti?
Akademisyen olmamın temel nedeni, akademideki özgürlük ve farklı alanlarda çalışabilme imkanı sağlaması. Akademisyenlik, eğitim, araştırma ve ürün geliştirme konusunda eşsiz fırsatlar sunar. Ben hem ASELSAN’da hem de Amerika'daki şirket deneyimlerimden sonra akademisyenlik kariyerini tercih ettim. Akademide, her gün gençlerle bir araya gelir, yeni teknolojiler üzerinde çalışma fırsatı bulurum. Özellikle, araştırma ekibimle beraber geliştirdiğimiz yöntemlerle ve teknolojik ürünlerle ülkemize katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Akademisyen olmayı düşünen gençlere ne tavsiye edersiniz?
Çalışkan ve sabırlı olan gençlerimiz geleceğe damga vuracak teknolojileri geliştirmek istiyorlarsa mutlaka akademisyenlik kariyerini düşünmeliler. Ülkelerine değer katacak ürünler geliştirmek ve genç araştırmacılar yetiştirmek istiyorlarsa akademisyenliği öneririm.
Son olarak, tüm AGÜ öğrencilerine ne tavsiye etmek istersiniz?
Hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, en iyisini yapmaya odaklansınlar. Her gün kendilerini aşmaya çalışsınlar ve projelerini sadece ülkeleri bazında değil, dünya çapında etki yaratacak şekilde düşünsünler. Rekabet yüksek olabilir, ancak eğitimli gençlerin dünyaya önemli katkılarda bulunma potansiyeli çok yüksek. Kendi potansiyelinizi keşfedin ve hedeflerinize odaklanın. Ayrıca, hedefli çalışmanın her zaman başarının anahtarı olduğunu unutmayın.
Bize katıldığınız için çok teşekkür ederiz hocam.
Ben teşekkür ederim, tekrar görüşmek üzere.
