Bize kısaca kendini tanıtır mısın?
İsmim Raşit. 24 yaşındayım. 14 yaşıma kadar Konya’da yaşadım, ardından 2013 yılında lise için Niğde Bor Fen Lisesine gittim ve 2017 yılında buradan mezun oldum. Lisede edindiğim bilgi birikimim ve tecrübelerimle birlikte bir meslek seçme sürecine girdim ve mühendisliğin bana daha uygun olduğunu düşündüm. Yeni şeyler üretebilme düşüncesi beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bu yüzden hem kendim hem de toplum için bu şekilde daha faydalı işler yapabileceğime inandım. Bu sebeplerden ötürü 2017 yılında AGÜ Bilgisayar Mühendisliğine başladım. Akademik olarak fazla başarılı birisi olduğum söylenemez fakat AGÜ’deki arkadaşlarımın, hocalarımın, toplulukların kariyerim için oldukça etkili olduğunu söyleyebilirim. Burada pek çok kulüp faaliyetiyle, etkinliklerle, hobilerle göreceli olarak aktif bir üniversite hayatı yaşadım. Birkaç kulübün kurulmasında görev aldım, bahar festivalini düzenleyen ekipte yönetici olarak görev aldım, kendi bölümümle ilgili pek çok etkinlik düzenledim. Aslında derslerin ötesinde bir şeyler organize etmek ve bir topluluğun bir parçası olmayı hissetmek beni oldukça tatmin ediyordu. Özellikle Kampçılık kulübü, İnovasyon ve Girişimcilik kulübü gibi kulüplerde yönetim kurulunda yer alarak hem yeni insanlarla tanıştım hem de yeni hobiler edindim. Pandemi sürecinin başlaması aslında bu hayat tarzını benim için komple değiştirdi. 2020 yılında okulda son kez derse girdiğimi bilmeden Kayseri’den ayrıldım. Zaten 2020’den beridir de aktif olarak iş dünyasında çalışarak hayatıma devam ediyorum. 2 yıldan uzun bir süredir İstanbul’da yaşıyorum ve şu an Macfit isimli bir spor salonu zincirinin Android Geliştirme ekibini yönetiyorum.
AGÜ mezunu olmak sana ne tür avantajlar sağladı?
Öncelikle AGÜ mezunu olmak bana bir prestijden ziyade bir hayat görüşü ve vizyon kattı. İş dünyasında, özellikle yazılım sektöründe üniversite isimleri pek etkili olmuyor hatta üniversite mezunu olmadan çalışanlar bile var. Böyle bir iş dünyasında başarılı olmak ve faydalı işlerde görev almak için pek çok farklı yetenekle donatılmak gerekiyor. Özellikle kendi kendine bir şeyleri öğrenebilmek, insanlarla sağlıklı iletişim kurmak, iyi bir sunum yeteneğine sahip olmak, araştırmaya ve yeniliklere açık olmak, yalnızca ülkemizde değil dünyada olup bitenleri takip edebilmek, iyi düzeyde yabancı dil bilmek, problemleri en ksıa sürede en verimli şekilde çözmek şu an iş dünyasının olmazsa olmazları. Fakat benim 3 yıllık gözlemlerimde bu donanımlara sahip olan insanların sayısı pek de fazla değil. Bu yüzden AGÜ’de alınan eğitim ve kültür sizin bu şekilde bir mezun olabilmenize oldukça katkı sunuyor, en azından benim için öyle oldu.
Başarılı bir mezun olarak, mezun olacak öğrencilerimiz ve mezunlarımıza iş dünyasıyla ilgili neler söylemek istersin?
Daha önce de bahsettiğim gibi yaklaşık 3 yıldır aktif olarak iş dünyasının içerisindeyim. Hem kurumsal hem de start-up tarzı firmalarda çalıştım. Bence şirketlerin istekleri genel olarak sorumluluk alıp süreci yönetecek insanlar ile birlikte çalışmak diyebilirim. Günümüz iş dünyasında yalnızca teknik beceri maalesef yeterli olmuyor. Çünkü işlerin planlanmasından sonlandırılmasına kadar belki onlarca insanla birlikte çalışmak gerekiyor ve bu insanlar sizden çok farklı görüşlere sahip olabiliyor. Beraber çalışma kültürünü oldukça geliştirmek gerekiyor diye düşünüyorum. Aynı zamanda yalnızca kendi mesleğinizden değil pek çok farklı meslek grubundan insanla da düzenli olarak iletişimde kalmak gerekiyor. Dolayısıyla bu da diğer meslekten arkadaşlarınızın neler üzerinde çalıştığını, hangi konularda uzman olduğunu bilmenizi gerektiriyor. Ek olarak pandemiden sonra iş dünyası oldukça dijitalleşti, bu yüzden pek çok farklı dijital araç kullanılıyor. Planlama, iş takibi, ürün geliştirme, ekip içi iletişim gibi pek çok süreç artık dijital platformlar üzerinden yürütülüyor. Bu yüzden iyi bir dijital okur yazar olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında bunların hepsinin haricinde karakterli ve iyi bir insan olmanın da oldukça önemli olduğu görüşündeyim. Pek çok insan kariyer yolunda ilerlemek ve bir şeyler başarmak için kendinden oldukça ödün veriyor. Özellikle beyaz yaka diye tabir ettiğimiz meslek gruplarında insanlar çok acımasız ve kötü olabiliyor. Sonuçların ne olduğuna bakmaksızın doğru bildiğiniz ve inandığınız düşüncelerden şaşmamanız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir mesleği icra ederken kendi değerlerinizden vazgeçerseniz zaten baştan kaybetmiş oluyorsunuz. Belki buradan mezun olan arkadaşlarımız gelecek dönemlerde çok önemli pozisyonlarda olacak ve pek çok kurumun yönetiminde söz sahibi olacak, fakat yozlaşmış, insanlığını kaybetmiş, karşısındaki kişiye saygısız insanların önemli pozisyonlarda bulunması gerçekten hem ülkemiz hem de dünya için olabilecek en kötü şey olduğuna inanıyorum. Bizler belki pek de iyi bir dünyanın içerisine doğmadık fakat bozulmuş ve yozlaşmış sistemleri düzene sokmak bizim elimizde, bu konuya özellikle dikkat çekmek istedim çünkü bence iş dünyasının ve toplumun en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında doğru bir insan olabilmek olduğuna inanıyorum.
Mezun olduktan sonra iş arayış sürecin nasıl oldu?
Açıkçası mezun olduktan sonra bir iş arayış sürecim olmadı. Mezun olmadan önce çalıştığım firmada çalışmaya devam ettim. Yaklaşık 1 yıldır burada çalışıyorum.
AGÜ’de edindiğin yurt dışı tecrübelerin işe alınma sürecinde ve iş yaşamında sana ne tür avantajlar sağladı?
AGÜ’nün sağladığı birkaç imkan ile Macaristan’da Erasmus+ projesine dahil oldum ve Amerika’da dil okuluna gittim. Bunlar işe alış sürecinde doğrudan etkili olmasa da iyi derecede İngilizce konuşabilmem hem kendimi daha iyi geliştirebildiğim hem de dünyadaki son gelişmeleri takip edebildiğim için dolaylı yoldan etkili olmuştur. İş yaşamımda ise düzenli olarak İngilizce kullanmam gerekiyor. İşim gereği pek çok yabancı firma ile birlikte çalışıyoruz ve onlarla toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılarda hem iyi bir yabancı dil hem de iyi bir iletişim becerisi gerekiyor. Benim çalıştığım firmada İngilizce konuşabilen meslektaşım pek yok, bu yüzden bu görevleri genellikle ben üstleniyorum. Böylece hem kariyer olarak hem de kişisel başarı olarak daha hızlı ilerleyebiliyorum.
AGÜ öğrencilerine mezuniyet sonrası iş hayatına kısa sürede girebilmesi için neler tavsiye edersin?
Üniversite hayatı boyunca olabildiğince eğlenmeyi ve farklı insanla tanışmayı tavsiye edebilirim. Sonuç olarak işleri ve teknik bilgileri bir şekilde öğreniyoruz fakat sosyal olarak beceri kazanmakta oldukça zorlanıyoruz. İş hayatına kısa sürelerde girebilmek için girişken bir karaktere sahip olmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü pek çok insan teknik olarak az çok bilgiye sahip fakat kendini kanıtlayıp neler bildiğini gösteremiyor. Bunun için olabildiğinde sosyal yeteneklerinizi geliştirmeye çalışın. Bunun yolu da olabildiğince topluluklara, kulüplere, etkinliklere katılarak yeni arkadaşlar edinmek ve eğlenmek.
Daha mezun olmadan iş bulmandaki en önemli etken veya etkenler neydi?
Açıkçası teknik ve akademik olarak sınıfımdaki arkadaşlarımdan daha geride olduğum düşünüyordum. Fakat kendimi ve yapabileceklerimi güzel bir şekilde anlatabiliyordum. İlk işime girerken pek çok firmaya geçmişte neler yaptığımı ve neler yapmak istediğimi anlatan uzun bir mektup yazıp mail olarak gönderdim. Eğer kendinizde bir potansiyel olduğuna karşı tarafı inandırabilirseniz ve buna tabi kendiniz de inanırsanız biraz çaba ile pek çok firmada mezun olmadan işe başlayabilirsiniz.
AGÜ’nün %100 İngilizce eğitim vermesinin iş hayatına girerken ne gibi avantajı oldu?
Daha önce de bahsettiğim gibi artık yalnızca Türkçe bilerek işleri ilerletmek imkansıza yakın. Fakat İngilizce bilip Türkçe bir okulda da okuyabilirdim bunun da bir dezavantaj olacağını düşünüyorum. Teknik bilgileri İngilizce olarak üniversitede öğrenmek hem öğrenme kolaylığı hem de daha doğru bir öğrenme süreci oluşturuyor.
AGÜ’yü tercih etme sebebin neydi?
Aslına bakarsanız AGÜ’yü tercih edene kadar biraz önyargılı yaklaşıyordum fakat sunulan imkanların ve bana katabileceğini düşündüğüm vizyonun peşinden gittim. Belki kendi imkanlarımla yapamayacağım pek çok şeyi üniversite sayesinde yaşadım. Amerika’da dil okuluna gitme fırsatı buldum, 20 kişilik sınıflarda eğitim aldım, güzel bir yurtta ücretsiz konaklama imkanı buldum, hocalarımla güzel iletişimler kurup onlara aklıma takılan pek çok şeyi hızlıca sorma fırsatı buldum. Yalnızca teknik becerilerin ötesinde bir dünya görüşü ve vizyon kazandım.
Bundan sonra kariyerindeki hedeflerin nelerdir?
Genellikle çok geniş çaplı hayat planları yapmıyorum. Fakat önümüzdeki süreçte daha büyük projelerde uluslararası işlerde çalışmak istiyorum. Özellikle otomobil sektöründeki son değişiklikleri takip ediyorum ve araç içi yazılım geliştirme süreçlerinde yer almak istiyorum. Yakın bir süre içerisinde yurtdışında bir firma ile çalışma planım var fakat bazı şeyleri biraz da hayat gösteriyor.
İşyerindeki bir günün nasıl geçiyor?
Çok da heyecanlı bir iş günüm olduğu söylenemez. Çoğunlukla uzaktan çalışıyorum. Sabah 9’da bir günlük toplantı ile güne başlıyoruz ve devamında 2 haftalık olarak planladığımız işleri tamamlıyorum. Hava güzelse dışarda bir kafeye gidebiliyorum. Ben gezmeyi seven birisiyim, bu yüzden başka şehirlere gidip oralarda da işlerimi yürütebiliyorum. Uzaktan çalışmak bu şekilde bir özgürlük tanıyor bizlere.
Kabul ettiğin ve çalışmaya başladığın şu an ki işinden başka aldığın teklifler var mıydı?
Evet aslında şu ana kadar 50 civarı bir iş teklifi aldım ve LinkedIn üzerinden haftalık 3-4 adet iş teklifi gelmeye devam ediyor. Fakat çok sık iş değiştirme taraftarı değilim. En azından bir süre öğrenebildiğim ve gelişebildiğim kadar ilerleyip ondan sonra yeni işlere bakınmak bana daha doğru geliyor. Yani özgeçmişimi işlerle doldurayım 2-3 ay çalışıp başka yerlere geçeyim gibi bir düşünceye hiç sahip olmadım. Tabi bazen gelen teklifleri de değerlendiriyorum fakat eğer projeye ve ürüne inanmazsam pek de devam etmek istemiyorum. Tabi kabul edilmediğim işler de oluyor. Bugüne kadar Facebook, Twitter, Amazon gibi firmaların mülakat süreçlerini deneyimledim ve çoğunda son aşamalara kadar gelebildim fakat ondan sonra ilerleyemedim. Tabi bu tarz firmalara girmek oldukça zor olduğu için moralimi düşürmek yerine beni daha da motive etti.