AGUNews

Mart 2025, Sayı 90

V for Vendetta

Zeynep Aydıngenç Mart 2025, Sayı 90 1369
V for Vendetta

Abdullah Gül Üniversitesi öğrencilerinden oluşan AGÜ Müzik ve Sahne Sanatları kulübünün okulumuzda başlattığı Hayal Perdesi etkinliğinde bu dönem izlenmiş olan bir çok film arasından V for Vendetta isimli film hem konusu hem de film için önemli bir tarih olan 5 Kasım günü Hayal Perdesinde gösterilmiş olması sebebiyle bir çok öğrencinin ilgisini çekti ve filme fazlasıyla katılım sağlandı. Film sonrası yapılan film tartışma sohbetlerinde de filme dair ilgi çeken kavramlar, filmde yaratılmış olan distopik ortam ve filmde verilen fikirlerin önemli mesajı hakkında öğrenciler arasında bir fikir alışverişi sağlandı. 

 

V for Vendetta, 2005 ABD-Almanya ortak yapımı olup, Alan Moore’un yazıp David Lloyd’un çizdiği DC Comics tarafından yayınlanan çizgi roman aynı isimle 2006’da beyaz perdeye uyarlanmıştır. Lana ve Lily Wachowski kardeşler tarafından yapımcılığı ve sinemaya uyarlanması üstlenilen filmin yönetmen koltuğunda aynı zamanda Matrix film üçlemesinin yardımcı yönetmeni olan James McTeigue var.

  

Film, geleceğin distopik İngilteresinde 2020 yılında geçmektedir. Diktatör bir rejime karşılık bireysel bir başkaldırının nasıl toplumsallaştığını gösteren filmde başkaldırının ana kahramanı olan V karakterini Hugo Weaving oynamıştır. Diğer başrol koltuğunda Natalie Portman; Evey Hammond karakteriyle başkaldırıya V karakteriyle birlikte dahil olan ve bu macera boyunca yaşadığı şeyler sayesinde bir noktada başkaldırıyı taşıyan karakter olmuştur.  

 

Henüz ilk sahnelerinde film, geleceğin distopik İngiltere’sinin baskıcı yönetimini, sokağa çıkma yasağı, devriye gezen polisler ve hükümet politikalarını gösteren tek kanal yayını yapan bir medya sistemi ile göstermektedir. Olayların başlangıcı V karakterinin sokağa çıkma yasağını çiğnemiş olan Evey’i kurtarması ve onu kendi tanımıyla özel bir gösteriye, aslında devrimin ve İngiltere halkının özgürlüğe uyanışının ilk adımına davet etmesiyle başlamaktadır.

 

V film boyunca tekrar tekrar duyacağımız şu sözleri söylemektedir:

 

Hatırla, 5 Kasım gecesini hatırla

Barutu, ihaneti ve komployu

Hiçbir neden bilmiyorum ki gerektirsin

Barut komplosunun unutulmasını

V

 

5 Kasım 1605 senesinde tek bir adam Guy Fawkes tarafından gerçekleştirilen bir başkaldırı, İngiltere Parlamento Sarayını havaya uçurma girişimi hem filmdeki V karakterinin motivasyonunu hem de filmin ana fikrini oluşturmuştur. Aynı zamanda özgürlük harekatını tek başına yapmış bu kişi, Guy Fawkes, filmdeki sembolik maskedeki yüzün sahibidir.  Film boyunca ana karakter V, Guy Fawkes’ı temsil eden ve kendi kimliğini gizleyen bu maskeyi çıkarttığı bir kez gözükmektedir. Yüzünün gözükmediği bu sahnede V’nin ağladığı görülmektedir. Sembolize edilmiş olan şey V’nin bu başkaldırının yükünü ve bunu yapacak insanüstü gücü tıpkı maske gibi gülümseyerek taşıdığı ancak içten içe acı çeken ve aşık bir devrimci olduğudur.

 

Filmde devrim ve halkın uyanışı için yapılan ilk hamle 5 Kasım’da Londra Ağır Ceza Mahkemesi’nin havai fişekler ve Çaykovski’nin 1812 Uvertürü eşliğinde havaya uçurulması olmuştur. V karakterinin gösteri olarak tanımladığı bu patlamada, özgürlük için atılmış ilk adımdır. Ve sanat filmde ilerleyen zamanlarda da görülebileceği gibi ön plandadır. İnsanlara bir fikri aşılamanın yollarından biri olan sanatı kullanarak V; Çaykovski’nin 1812 Uvertürü sayesinde tüm halkı, olanlardan bihaber olsalar bile sokağa toplamayı başarmıştır. Ve insanlığın içinde özgürlük ve devrime dair bir şeyler uyandırmayı başarmıştır. Evey’in babasının kendisine küçükken söylediği bu söz en iyi şekilde açıklamaktadır:

 

“Sanatçılar gerçekleri söylemek için yalanları kullanır. Politikacılar ise yalanları gerçekleri örtmek için kullanır"

 

Bir sonraki adım sadece kapalı devre TV yayını yapan diktatörlük İngiltere’sindeki yayıncı kuruluşu basmak olmuştur. V karakteri TV kanalında tüm İngiltere halkına seslenir. Halkın kendisinin de farkında olduğu baskıcı sistemden, bu sistemi yönetenlerin onların korkularından beslendiklerinden ve özgürlüklerini geri kazanmaları gerektiğinden bahseder. Konuşmasının sonunda bir sonraki 5 Kasım’da her şeyin değişeceğinden bahseder. Ve onun gibi düşünen herkesin sonraki sene 5 Kasım'da Parlamento Binası'nın önünde toplanmasını ister.

 

Filmin bu kısmından V’nin bahsettiği bir sonraki 5 Kasım’a yani filmin sonunda olan kısımda halkı direkt olarak dahil eden bir hamle yapılmamış olmasına rağmen gerilimi ve baskının arttığını hissettiren sahneler olmuştur. Daha çok Evey ve V karakterini daha yakından tanıdığımız bu kısımlarda V’nin hem intikam hem de devrim amaçlı baskıcı sistemde başkanının kuklası olmuş ve V’nin de denek olarak kullanıldığı toplama kampında görev almış insanları öldürdüğünü, bir yandan da bir sonraki 5 Kasım’a yaptığı hazırlıkları ve insanlara yavaş yavaş aşıladığı özgürlük fikrini izlemekteyiz. Evey karakterinin ise yakalanıp toplama kampına götürüldüğü bu kısımda hem kendini tanıdığını hem de içindeki gerçekten özgürlüğe aç olan o fikrin acı çektiği zaman ortaya çıktığını görmekteyiz.

 

Filmin sonunda halk devrime hazırdır. Yüzlerinde kendilerine V tarafından gönderilmiş Fawks maskeleri olan halk, 4 Kasım gecesi polis barikatını aşarak Parlamento Binasına dorğu yürümektedir. Aynı anda V özel korumalarla savaşıp intikamını diktatörden yani Adam Sutler’den (John Hurt) alır. Çok fazla yaralanmış olmasına rağmen son bir hamle için hayatta kalmayı başarabilecek insan üstü gücü kendisinde bulan V şu sözleri söyler.

 

Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var, Bay Creedy. Ve fikirlere kurşun işlemez.

 

Bu replik filmdeki özgürlük fikrinin, uyanışın ve devrimin, V karakterinden çok daha büyük ve öldürülemez olduğunu göstermektedir.

 

Ve filmin sonunda Westminister Sarayı, tekrardan Çaykovski'nin 1812 Uvertürü eşliğinde yerle bir olur halkın bir binadan çok daha fazlasına ihtiyacı vardır. Ve halk uyanışını gerçekleştirmiş olur.

 

Filmin genel eleştirileri çoğunlukla çok iyi olmuştur. Hatta tüm zamanların en iyi filmlerinden olduğu öne sürülmüştür. Filmin en çok eleştiri aldığı konu uyarlandığı çizgi romanla film arasındaki politik ayrılıklar olmuştur. Film sinemanın bütün sanatsallığını kullanarak devrimi, özgürlüğü en iyi şekilde anlatırken seyircide aksiyon ve gerilim hissini her zaman yüksek tutuyor.