Bu ayki film önerimiz Zeki Demirkubuz'un yönettiği dram filmi Kader. Uğur'un Bekir'in çalıştığı dükkana halı aramak için gelmesiyle olaylar başlar. Uğur'un kıyafetleri ve tavırları Bekir'in dikkatini çeker ve ona aşık olur. O andan itibaren hayatı geri dönülmez bir şekilde değişmeye başlar. Sürekli Uğur'u düşünüyor, nereye baksa, ne yapsa onu görüyor. Bekir'in, hayatında yalnızca iki dakikalık varlığı olan bir kadının, ömür boyu sürecek bir azaba sebep olacağından haberi yoktur. Uğur ise cezaevinden yeni çıkan ve suça yatkın Zagor'a aşıktır. Zagor'un Cevat'ı öldürmesiyle olaylar daha da hızlanır.
Bunun üzerine Uğur ve Zagor ortadan kaybolur. Bekir, Uğur'dan haber alabilmek için ailesine yakın olmaya çalışır. Fakat bu çabalar sonuçsuz kalıyor. Öte yandan Bekir, ailesinin bulduğu bir kızla evlenir ve yeni bir hayata başlar. Ancak Bekir ne eşine ne de çocuklarına ilgi ve sevgi gösteremez. Aylar sonra Zagor, İzmir'de iki polis memurunu öldürüp yakalanınca, Uğur'u bulmak için yeni bir umut doğar.
Bekir yeni hayatına başlasa da içindeki bu umut onu yıllarca Uğur'un peşine sürükleyecek bir hayatın kapısını açar. Uğur, Zagor'un hapis yattığı şehir nere ise oraya giderken, Bekir de Uğur'un peşine sürükleniyor. Bekir, Uğur'a ne kadar yakın olmaya çalışsa da Uğur'un kalbinde hâlâ Zagor vardır. Bekir bu aşk çıkmazında kendini önce İzmir'de, sonra Sinop'ta, sonra Kars'ta Uğur'un yanında bulur. Bekir, kendisini sürükleyen bu kara sevdayı şöyle dile getiriyor:
“Kapının önünde durup düşündüm, dedim ki Bekir, burası ahiret kapısı, burası Sırat köprüsü, bu sefer geçersen bir daha geri dönemezsin, dedim. dikkatlice düşün, düşündüm, düşündüm. Ama olmadı, geri dönemedim, sonra dedim ki, bak, çare yok, bu senin kaderin, yol belli, şimdi yavaş yavaş yürü…”
