AGUNews

Ekim 2022, Sayı 70

Film İncelemeleri

Beyza Muhtaroğlu Ekim 2022, Sayı 70 3235
Film İncelemeleri

The Father/Baba (2020)

Florian Ziller'in aynı adlı tiyatrosundan uyarlanan bir Fransız-İngiliz ortak yapımı olan The Father filminin; başrol oyuncusuna en iyi erkek oyuncu kategorisinde, senaristlerine de en iyi uyarlama senaryo kategorisinde Oscar kazandırmış, son yılların en izlemeye değer filmlerinden biri olduğu söylenebilir. Florien Ziller'in film ile aynı adlı Le Père tiyatrosundan Christopher Hampton ile birlikte sinemaya uyarladığı bu film, sinemada oldukça sık rastladığımız bir temaya sahip. 80 yaşındaki demanslı bir baba ile kızı arasındaki ilişkiyi, demans hastası babanın gözünden görüyoruz. Film, demans hastalığını bu kadar iyi betimlediği için eleştirmenlerden tam not almış bir film olmasıyla kendisine benzeyen diğer filmlerden ayrılıyor. Oscar ödülleri dışında birçok film festivalinde birçok ödül ve adaylık alan The Father filmi, The Father, The Son, The Mother tiyatro üçlemesi arasından sinemaya uyarlanan ilk film olma özelliğini taşıyor. İkinci film The Son 2022'de vizyona girecek. İlk filmin bu kadar ses getirmesi diğerlerinin nasıl olacağını oldukça merak ettiriyor.

Her/Aşk (2013)

Romantik dram ve bilim kurgu türünde bir Amerikan yapımı olan bu filmin yönetmenliğini ve senaryosunu Tersyüz filminden hatırlayacağımız Spike Jonze üstleniyor. Jonze (2014), 2000'li yılların başında internette, bir yapay zekâ programı ile sohbet edilebilecek bir web sitesiyle alakalı bir makale gördükten sonra bu film için kolları sıvadığını belirtiyor. Yapımcısı ve konusu dışında oyuncu kadrosuyla da oldukça güçlü bir imaj çizen bu filmin başrolünde Joaquin Phoenix ve Scarlett Johansson bulunuyor. Kısaca anlatmak gerekirse film, bir bilgisayar sistemine âşık olan yalnız bir adamın hikayesini anlatıyor. Film hakkında çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum çünkü bence film, herkesin kendi iç dünyasına yolculuk yapıp farklı anlamlar çıkaracağı kadar derin, duygusal olarak beklenmedik ve zihnimizdeki kategorilerle sınırlayamayacağımız kadar bağımsız. Filmle ilgili en tatlı detaylardan biri de aşkın rengi olarak bilinen kırmızının filmde bize sürekli gösterilmesi.

https://www.sbs.com.au/movies/article/2014/01/13/her-spike-jonze-interview

A Ghost Story/Bir Hayalet Hikayesi (2017)

Bilirsiniz, bazen hiçbir şey yapmak istemediğimiz zamanlar olur, sakince kahvemizi alıp filmimizi açar ve o filmin evreninde kaybolmayı bekleriz. Yağmurlu sonbahar havasının getirdiği bu hüzünlü ruh haline en çok yakışacak filmlerden biri olan Bir Hayalet Hikayesi ismine baktığımızda kafamızda canlandığı gibi korku filmleriyle dalga geçen bir komedi ya da yaratıcı bir isim koymakla bile uğraşılmamış basit bir korku filmi değil. Fantastik dram türünde olan bu film, öldükten sonra eve dönen, yıllarca bu evden çıkamayan ve bu evde olup bitenleri sessizce izleyen bir hayaleti konu almakta. Filmin diyaloglarla bir şeyler anlatmaktan çok, hissedileni hatta içinde bulunulan ortamın ruh halini izleyiciye aktarmaya odaklandığı söylenebilir. Bir hayaletin ekseni etrafında dönen bu film, ilk bakışta oldukça fantastik görünse de felsefi bir film sayılabilir. Çoğu insan öldükten sonra cennete veya cehenneme gideceğini düşünür, ama ya gerçek cehennem bir hayalet olarak hiçliğe terk edilmekse?