Geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşen “Konya Saat Kulesi” konulu Creathon’24 Fikir Yarışması’ndan “Hafıza Saati” projesi birincilikle dönmüştü. Projenin ekip üyeleri Barış Yavuz, Mete Palancı, Mehmet Davutoğlu, Okan Doğan ve Barış Bilgi ile yazılı bir röportaj yapma fırsatı yakaladık. Ödüllü proje ekibiyle tasarım süreçlerini, zorluklarını ve geleceğe dair planlarını konuştuk.
Yarışmayı kazandığınızı öğrendiğiniz an neler hissettiniz? Bu haberi aldığınızda nasıl bir ortamdaydınız?
36 saatlik bir çalışma sonunda sunumumuzu yaptıktan sonra jüri kararı için heyecanlı bir bekleyişin içindeydik. Kazandığımızı öğrendikten sonra mutlu olduk, açıkçası böyle bir sürecin içinde yer aldığımız için gururluyuz. Keyifli ve güzel bir yarışmaydı.
Yarışma sürecinde sizi en çok zorlayan ya da en çok güldüren bir anı paylaşır mısınız?
Yarışma sürecinde bizi en çok zorlayan şey, 36 saatlik kesintisiz bir yarışma olması nedeniyle uykusuzlukla başa çıkmak oldu. Özellikle sabaha karşı saatlerde enerjimiz azalırken, fikirleri net bir şekilde ifade etmekte ve detaylara odaklanmakta zorlandık. Bir noktada, hepimiz masa başında kısa süreli kestirmeler yapmaya başladık, ancak birbirimizi motive ederek ve ekip olarak birbirimize destek vererek bu zorluğu aştık. Uykusuzluğa rağmen, tasarımın her aşamasında heyecanımızı korumak ve projenin özgünlüğünü ortaya koymak bizi diri tuttu. Bu deneyim, dayanıklılığımızı ve ekip ruhumuzu sınadı ama sonunda başarmanın mutluluğunu hep birlikte yaşadık.
Tasarım sürecinde hiç "Bu iş bizi aşar!" dediğiniz bir an yaşadınız mı? Nasıl çözdünüz?
Aslında kavramsal bir araştırma ve tartışma sürecinden sonra fikri 3 boyutlu bir hale getirebilmek için fikirler üretiyorduk. Farklı bakış açılarından çıkardığımız sonuçlar doğrultusunda başlangıçta birlikte bir tasarıma karar verdik, ancak halihazırda yeterli değildi. Üzerine eksiklerini ve artılarını konuşarak fikri daha da ilerlettik ve sonuç haline getirdik.
Ekip olarak bu projeyi geliştirirken nasıl bir iş bölümü yaptınız? Herkesin güçlü yanlarını nasıl ortaya koydunuz?
Proje konusunun ana hatlarını birlikte tartıştıktan sonra, hangi konularda derinlemesine araştırma yapacağımızı belirledik. Ekiplere bölünerek araştırmalarımızı daha da derinleştirdik. Elde ettiğimiz bilgileri birbirimizle paylaşarak proje konseptini oluşturduk. Konseptimiz sonuç ürüne dönüşürken, herkes ilgi duyduğu temsil yöntemini üstlenerek projemizi tamamladık. Tüm süreç boyunca herkes iletişim ve fikir paylaşımında bulundu, birbirimize geribildirim vererek süreci tamamladık.
Konya’nın tarihine ve Alaaddin Tepesi’nin kültürel değerine derinlemesine bir bakış sunmuşsunuz. Bu tasarım sürecinde Konya hakkında sizi en çok etkileyen detay ne oldu?
Konya; tarihimizin tüm evrelerinde önemli bir rolü bulunan, kadim geleneklere sahip olan bir şehrimizdir. Şebi Arus törenleri, ahilik kültürü, fener alayı, “şivlilik” gibi geleneklere sahip olan Konya’nın bu kadar önemli kültürel ögelere sahip olması bizi etkileyen detaylardan. Çatalhöyük gibi dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisinin Konya’da bulunması bu şehrin ne kadar katmanlı ve kadim tarihe sahip olduğunun en etkileyici örneklerinden birisi olarak dikkatimizi çeken bir diğer noktaydı.
Tasarımdaki "hafıza saati" fikri çok etkileyici. Bu konsept nasıl ortaya çıktı? İlk fikirle son ürün arasında çok değişiklik oldu mu?
Hafıza saati kavramı, saat kulesinin altında yatan kavramlarını ve işlevini sorgulayarak parçadan bütüne giden bir yol izleyerek ortaya çıkarttık. Saat kulesinin mekânsal olarak toplanma merkezi işlevi ve fonksiyonel olarak zamanın göstergesi kavramlarını sorgulayarak ve bu işlevleri koruyarak yeniden yorumladık. Kente özgü, kentin hafızasını koruyan ve kente ait zamanları gösteren bir saat tasarladık.
Sürdürülebilirlik ve etkileşim alanları gibi modern temaları, tarihsel bir alana nasıl entegre ettiniz? Bu dengeyi sağlamak zor oldu mu?
Sürdürebilirlik kısmı açıkçası bizi zorlayan kısımlardan oldu. Fakat yaptığımız çalışmalar sırasında çokça sorduğumuz “Zaman çizgisel midir, doğrusal mıdır?” sorusuna zaman her ikisidir şeklinde yorumlayarak cevap bulduğumuz sorunun sonunda, yapı spiral forma ulaştı. Ayrıca yapının ortasındaki 2 rüzgâr paneli de bu spiral formu takip etti. Bu rüzgâr panelleri hem enerji üreterek yapıyı sürdürülebilir hale getirirken, dönerek de zamanın döngüsel ve akışkan olduğunu vurgulamaktadır. Bir yandan da işin çok tatlı kısmı olan, zamanın bazen hızlı bazen yavaşlaması da rüzgârın hızıyla değişen rüzgâr enerjisi panellerinin dönüş hızı ile vurgulandı.
-Etkileşim alanı olarak ise bu saat kulesi hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak bütün kent ile etkileşim halindedir. Kentin hafızasında özel günleri göstermesi ile zihinlerle etkileşime girmektedir. Festivallerin ve özel günlerin başlangıcı olarak da fiziksel etkileşim alanı oluşturmaktadır.
Bu tasarımın, sadece bir saat kulesi olmaktan çok daha fazlasını ifade ettiği açık. Sizce bu proje, gelecekte Konya halkının hayatına nasıl dokunacak?
Bu proje, Konya halkının hayatına kültürel bir bağ dokusu ekleyecek ve günlük yaşamlarında geçmiş, bugün ve geleceğin hikayesini hissetmelerini sağlayacak. Hafıza Saati, zaman kavramını sadece bir ölçü birimi olmaktan çıkarıp şehrin belleğiyle birleştiriyor. Örf, adet ve geleneklerin fiziksel bir formda yeniden hayat bulması, özellikle genç nesillerin bu mirası tanımasını sağlayarak toplumsal aidiyet duygusunu güçlendirecek. Sürdürülebilir aydınlatma gibi yenilikçi yaklaşımlar ise Konya'nın geleceğe dönük bir vizyonla geçmişine sahip çıkmasını temsil ediyor. Bu, hem turistler hem de yerel halk için eşsiz bir odak noktası olacak.
Projenizi tasarlarken "kesinlikle vazgeçmeyeceğimiz bir unsur" dediğiniz bir şey var mıydı?
Soru sormak diyebiliriz. Farklı konularda farklı bakış açılarını incelemek için sorular ürettik ve bu sorular üzerinden tartışarak tasarımımızı geliştirdik. Doğru sorular sormak, doğru verilere ulaşmamızı sağladı; doğru veriler ise tasarım kararlarımıza ışık tuttu.
Son olarak, gelecek projelerinizde sizi neler bekliyor? Bu yarışma size yeni bir bakış açısı kazandırdı mı?
Bu yarışma, başarılı projenin güçlü bağlamlar üzerine kurulduğunu kanıtladı. Tasarım sürecinde vereceğimiz her kararın ardında bağlamlarımız olduğu takdirde ürünün heyecan verici olmasını sağlıyor. Bir proje asla tamamlanmaz, ama bitmeye en yakın noktaya varabilir. Bundan sonraki projelerimizde o noktaya ulaşmak için bağlamların gücünü ön plana çıkarmayı önemsiyoruz.
“Hafıza Saati” projesi ile ekip, geçmişle geleceği birleştiren güçlü bir tasarım anlayışıyla sadece bir yarışma başarısı değil, aynı zamanda bir şehir belleği oluşturma çabası da gösteriyor. Ekip üyeleri, sürecin zorluklarını ekip ruhuyla aşarak, yenilikçi ve sürdürülebilir bir tasarıma imza attılar. Proje, genç tasarımcıların yaratıcı potansiyelini ve birlikte üretme gücünü gözler önüne serme niteliğiyle yüksek önem taşırken, ekip üyelerinin gelecek projelerinde de aynı tutku ve vizyonla hareket edeceklerine dair inancımız tam. Bu röportaj, ilham verici bir yolculuğun belki de sadece başlangıcı niteliğinde.