Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden öğrencilerimiz Bilal Çakır ve Bengisu Kaya Erasmus staj programları aracılığıyla yeni bir ülkede kariyer arayışının nasıl kolay bir hale geldiğini bizlere gösterdiler. Kendileriyle konuşma ve deneyimlerini bu tür fırsatlardan yararlanmak isteyen öğrencilerle paylaşma şansı bulduğumuz için şanslıydık.
Bengisu ve Bilal, Polonya'nın Varşova kentinde Univerna Consulting üniversitesi öğrencileri için danışmanlık hizmeti veren bir şirkette üç ay stajyer olarak çalıştılar. Staj döneminde ki stajyer olarak yaptıkları iş ve sahip oldukları sorumlukları bizleler paylaştılar.
Bengisu: Yapmış olduğum staj anlaşmasına göre görevim pazarlama departmanına destek olmak ve yöneticilere yardımcı olmaktı. Bu doğrultuda firmada Sosyal medya ve dijital pazarlama stajyeri olarak çalıştım. Yapmış olduğum işler bana belirli bir durumla nasıl başa çıkacağımı, etkili çözümler bulmayı, ekip çalışmasına katılmayı, inisiyatif almayı, karmaşık durumlarla ve stresle başa çıkma becerilerimi geliştirmeyi öğretti. Bu da bana müşteri ve ortak ilişkilerini yönetmemede destek sağladı.
Bilal: Benzer şekilde pazarlama ekibine de destek olurken, öğrencilere sorunlarına nasıl çözüm bulabilecekleri konusunda rehberlik ettim. Ekiple işbirliği yaptım ve onlardan bilgi aldım ve genel olarak müşteri ve ortak ilişkilerine yardımcı oldum.
İş detaylarını duymak daha çok ilgimizi çekti ve onlara iş ,ülke konusundaki deneyimlerinin genel olarak nasıl olduğunu sorduk.
Bilal: Şirketteki sorumluluğum başlangıçta üniversitelerin bilgilerini siteye aktarmaktı. Zamanla pazarlama bölümüne geçerek yurt dışından Polonya ya da diğer Avrupa ülkelerine üniversite eğitimi için gelmek isteyen kişilere yardımcı oldum. Aslında şirket içindeki sorumluluğum bir stajyerden beklenenden çok daha fazlaydı. Ofiste tam zamanlı çalıştık ve iş yükümüz oldukça ağırdı. Bu kısa deneyim, iş hayatında bizi neler beklediğine dair bana çok doğru bir fikir verdi. Çalışma saatlerine uyum sağlamak ve iş ahlakını kazanmak açısından da çok önemli bir fırsattı.
staj yaptığım şirket Polonya'nın başkenti Varşova'daydı. Başkent olduğu için bu şehri Ankara'ya benzetiyoruz çünkü başkentler genellikle içinde çok sayıda resmi kurum ve kuruluşun bulunması nedeniyle bir anlam ve dinginlik duygusuna sahiptir. Bu şehirde de benzer bir durum vardı, eski sovyet tarzı binaların hala mevcut olması mimariye ve sosyal hayata büyük bir zenginlik katıyor. Ayrıca Varşova'daki yoğun öğrenci nüfusu, sosyal hayatı daha keyifli hale getiriyor.
Bengisu: Bizim işimiz yurtdışında, daha özelde Polonya'da okumak isteyen Türk öğrencilerin sorularını ve sorunlarını ele almaktı. İş ile beklentilerimin yüksek olduğunu söyleyemem, bu yüzden önceden bazı zorluklarla yüzleşmeye hazırdım. Öte yandan, tüm bu yurt dışı deneyimim boyunca çok faydalı şeyler öğrendiğimi de inkar edemem. İletişim becerilerimi geliştirirken aynı zamanda veritabanlarının nasıl çalıştığını öğrendim. Pazarlamanın nasıl çalıştığını, komisyon sistemlerinin nasıl kullanılacağını ve Microsoft ekipmanlarının nasıl kullanılacağını da öğrenme şansım oldu.
Polonya'daki deneyimim olağanüstüydü. Şehirden, insanlardan, kültürden ve tarihten keyif aldım. Ayrıca Euro değil de para birimleri olan Türk Lirası'na (TL) yakın olan Polonya zlotisi kullanmalarına şaşırdım. Böylece ülke, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla oldukça ucuz sayılabilir. Bu nedenlerden dolayı Polonya'yı şiddetle tavsiye ediyorum, ancak benim için en büyük sorun, Polonyalıların çoğunun İngilizce iletişim kuramaması. Pazarda veya halka açık başka bir yerdeyken, insanlarla iletişim kuramamak beklediğimden çok daha zor bir konu olduğu için zor zamanlar geçirdim. Yine de stajım boyunca bana yardımcı olan birçok Polonyalı arkadaş edindim.
Yabancı bir ülke yaşamına alışmak hiçbir zaman kolay olmadığından her ikisinin de Polonya toplumunda ve yaşam tarzında Türkiye'ye göre bazı farklılıkları fark ettiğinden emindik ve bu farklılıkların kültürel, ekonomik ve toplumsal hayatlarındaki farklılıkları araştırdık.
Bengisu: Türkiye ile Polonya arasındaki siyasi ve sosyolojik ilişkilerin yüzyıllardır yeterince sürdürüldüğüne inanıyorum. Ben Krakow'dayken (Polonya'nın eski başkenti) Auschwitz-Birkenau müzesine gittiğimde İkinci Dünya Savaşı sırasında mültecilere barınak sağlayan Türk halkına şükranlarını ifade etmek için yapılmış önemli bir anıtın olduğunu gördüm.
Endişelerimden bahsetmişken, yurt dışına çıktığımda en büyük korkum ırkçılığa maruz kalmaktı ama Polonyalıları hoş ve sevimli buldum. Şahsen ben herhangi bir kültürel şokla karşılaşmadım. Bunun nedeni, Lehçe ile Türkçe arasındaki benzerliklerde yatmaktadır. Aile yapısı, kültür, milliyetçilik, din, siyaset gibi pek çok unsur Türkiye'ye fazlasıyla benziyor. Bunun yanı sıra Türkiye'de yaşadığımız birçok sorun Polonya'da da aynı şekilde varlığını sürdürüyor. Bu ilk başta beni şaşırtsa da zamanla bu duruma alıştım.
Bilal: Polonya ile Türkiye arasında elbette dikkate değer farklılıklar var. Türkiye'den giden biri için fark ettiğim ilk fark, insanların çok daha bireysel olmasıydı. Belki soğuk iklimin de etkisiyle insanlar birbirinden çok uzaklaşıyor ve yeni tanıştığınız bir insanla samimi olmanız biraz zaman alıyor ama bu sürecin sonunda aslında çok komik insanlar olduklarını anlıyorsunuz. Dikkatimi çeken bir diğer şey ise insanların çok fazla evcil köpeği olması, bazen bir ailede ikiden fazla köpeğinin olmasının bir sonucu olarak sokak hayvanlarına rastlamak çok zordu. Öte yandan, Türkiye'de günlük yaşamımızın bir parçası olarak kedi ve köpekleri sokakta bolca görebiliyoruz ve birçok yerde su içebilecekleri ve beslenebilecekleri yerler bulunmaktadır.
Polonya ekonomik olarak birçok Avrupa ülkesine göre avantajlı bir konumdadır. Özellikle öğrenciyseniz bu ülke çok bütçe dostudur. Bunun temel nedeni, Polonya'nın bir Avrupa ülkesi olmasına rağmen para birimi olarak Euro yerine Zloti kullanmasıdır. Bu, Polonya'yı bazı durumlarda bir batı Avrupa ülkesinden 2 kat daha ucuz hale getiriyor. Bunu batı Avrupa ülkelerine yaptığım ziyaret sırasında fark ettim ve bu yüzden birçok öğrenci Polonya Üniversitelerini tercih ediyor.
İkisi içinde unutulmaz olan üç aylık bu deneyimde hayatlarının geri kalanında onlarla kalacak olan olay veya olayın ne olduğunu bilmek istedik.
Bilal: Polonya'da başıma gelen ilginç bir olay trafikte yaşandı. Bir keresinde trafikte ilerlerken önümde duran aracın şoförü elini camdan çıkarıp açıp kapatarak işaret yaptı. İlk başta diğer sürücünün ne demek istediğini anlamadım ve arabamda bir sorun olabileceğini düşünerek sağa çektim ve kontrol ettim, sorun yoktu. Birkaç gün sonra yine arabamla trafikteyken başka bir sürücü benzer bir hareketi tekrarladı ve biraz düşündükten sonra gündüz olmasına rağmen tüm araçların farlarının açık olduğunu fark ettim. Polonya'da gündüz bile farları yakmanın bir zorunluluk olduğunu sonradan öğrendim ve insanların buna bu kadar dikkat etmesi beni şaşırttı.
Bengisu: Benim için en unutulmaz an, Auschwitz-Birkenau Eyalet Müzesi'ni de gördüğüm Krakow gezimdi. Bir siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler öğrencisi olarak kesinlikle herkesin gitmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Bu konuda birkaç kez kitap okumuş ve da yeterli bilgiye sahip olmama rağmen gördüklerim karşısında şaşkına dönmüştüm. Sergi, İkinci Dünya Savaşı sırasında insanların yaşadığı acılar ve adaletsizlikleri gerçeği örtbas etmeye çalışmadan sunuyordu. Bu beni en çok etkilemişti.
Son olarak, bu değerli deneyimi arkadaşlarına tavsiye edip etmeyeceklerinden emin olmak istedik.
Bengisu: Herkese kesinlikle staj deneyimi yaşamalarını tavsiye ediyorum. Staj deneyimi insanları hem fiziksel hem de zihinsel olarak güçlendirerek ve mesleki becerilerini geliştirerek daha değerli çalışanlar haline getiren bir süreçti. Başka ülkelerin geçmişi ve tarihi hakkında bilgi edinerek, saygı duyduğunuz yeni kültürleri tanırsınız. Ülkenize döndüğünüzde, başka bir ülkede geçirilen kısa bir zamanın algınızı ve inançlarınızı ne kadar tamamen değiştirebileceğini anlamaya başlıyorsunuz. Staj yapmayı düşünen arkadaşlarımın Polonya'ya gitmelerinin iyi bir başlangıçolacağına inanıyorum. Mükemmel doğası, kültürel benzerlikleri, uygun fiyatları gibi Türkiye ile pek çok ortak yönü olduğu için bu ülkeyi mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.
Bilal: Evet, kesinlikle her öğrenciye Erasmus yapmayı öneriyorum. Dilini ve kültürünü bilmediğiniz bir yerde yaşamak size çok güzel şeyler ve hayata yeni bakış açıları kazandırır.
Öğrencilerimiz, istihdam edilebilirlik becerilerini geliştirerek kariyerlerinde ilerlemelerine yardımcı olmakla birlikte aynı zamanda dünyayı kendi şartlarına göre keşfetme şansı veren bir deneyim yaşadılar.