AGUNews

Aralık 2021, Sayı 63

Editörden

Özgür Balkılıç Aralık 2021, Sayı 63 1188
Editörden

Değerli AGÜ Ailesi,

 

Uzun ve zorlu bir sürecin sonunda bir kez daha yüz yüze görüşmenin mutluluğuyla herkese merhaba. Ne çok özlemişiz okulumuzu ve birbirimizi. Dersliklerimizde fiziki olarak yan yana bulunmaktan tutun da ders aralarında Afilli önünde içtiğimiz çaylara, hava güzel olunca kendimizi attığımız çimlere kadar ne kadar iyi geldi tekrar bir arada olmak. Bütün AGÜ Ailesi, yuvanıza hoş geldiniz!

 

Ama biz yaklaşık 1.5 senedir faaliyetlerimize zaten ara vermemiştik ki diyenleriniz çıkacaktır. Bu arkadaşlarımıza sonuna kadar katılıyoruz. Okulumuzun bütün bileşenleri zorlu pandemi sürecinde ellerindeki teknolojik olanakları en iyi şekilde kullanmayı bildiler ve AGÜ yoluna devam etti. Artık içinde yaşadığımız gerçekliğin yeniden üretiminin bir parçası haline gelen “sanal” dünya sayesinde eğitim ve öğretim yaşantımıza devam edebildik. Ama üniversite sadece eğitim ve öğretimden mi ibaret? Ya da eğitim ve öğretim sadece derslerden mi ibaret? Dahası toplumsal ilişkilerimizin bir parçası haline gelen sanal dünya üzerine olan tartışmaların gösterdiği üzere, sadece bu alana hapsolmak kalmak insanların birbirleriyle sağlıklı iletişimine önemli bir gem vurabiliyor. Hakikaten de hangi birimiz istemeyiz ki, derste hocalarımızın ve öğrencilerimizin mimiklerini (maskelerden dolayı şimdi bu da kısıtlı olsa da), beden hareketlerini görerek iletişime geçmeyi, sohbet ederken parlayan güneşin gözümüzü aydınlatmasını, bu ay içerisinde yaptığımız gibi kulüp etkinliklerinde beraberce dans etmeyi…

 

Elbette hepimiz isteriz. Yine de pandemide yaşadığımız deneyimin bize kattıklarını bize unutmayalım ve sanal dünyayı da tümüyle bir kenara bırakmayalım. Zira bu deneyim modern dünyanın ve teknolojinin yaratıcı ve yıkıcı taraflarını bize olanca sarihliğiyle gösterdi. Derslerimizi asenkron videolarla ya da çevrimiçi-senkron yapabilmenin faydalarını da gördük. Dolayısıyla şimdi bize düşen görev yüz yüze ilişkilerimizin olumlu taraflarını yeni deneyimlerimizle birleştirip yolumuza devam edebilmek. AGÜ’nün hibrit eğitim modeli tam da bunun bir denemesi aslında ve nasıl şekilleneceği hepimize bağlı.

 

Bitirmeden son bir uyarı. Bu yazının başında “bir sürecin sonunda” ibaresini kullandık ama hepinizin de bildiği gibi pandemi henüz bitmedi. Yolun sonundaki ışığı gördük belki, yine de daha gidecek yolumuz var. Ve bu zorlu yolda en büyük dayanağımız her zamanki gibi bilim. Uzun lafın kısası, son iki yüz yıllık insanlık tarihinin bize defalarca gösterdiği gibi bilime bir kez daha güvenelim ve birbirimize karşı olan sorumluluklarımızı da hatırlayarak aşılarımızı eksik etmeyelim.

 

Bir kez daha, ne mutlu yeniden yuvada olmak!