Dünya ölçeğinde rakamlar öyle gösteriyor ki pandemi dünya gündeminin en önemli maddelerinden birisi olmasına rağmen, ağustos ayından beri bir düşüş içerisindeyiz. Yine de her ne kadar pandeminin başındaki kadar yüksek rakamlara erişmese de haftalık hasta sayıları 3 milyonun ve ölüm sayıları ise 50.000’in üzerinde. Bu rakamlar Bilim insanlarının ve ülkelerin olağanüstü çabalarına ve bu virüsle baş etmek için bulunan çeşitli aşılara rağmen, halen ne kadar ciddi bir süreçten geçtiğimizin göstergesi. Zira yine bütün dünyadan WHO’nun elde ettiği bilgilere göre 250 milyona yakın hasta sayısı ve 5 milyona yakın ölümden konuşuyoruz. Gerçekten de mavi gezegenimiz zor zamanlar yaşıyor.
Ülkemizde de durum pek parlak değil ne yazık ki. Özellikle haziran ayından beri yoğun bir aşılama faaliyetindeyiz. Bu faaliyetlerde fedakârca çalışan sağlıkçılarımıza gerçekten teşekkür borçluyuz. Yine de ülkemizde günlük 30.000’e ulaşan vaka ve 200-300 bandında seyreden ölüm sayıları hayli yüksek. Oysa bizim her bir canımız çok kıymetlidir.
Ama bu tablonun yanında umut da var tabii. Ve umut elbette bir kez daha bilimde yatıyor. Dünyadan ve ülkemizden gelen bütün haberler aşının önemini bir kez daha bize gösteriyor. Aşılanan insanların koronavirüs semptomlarını aşılanmayanlara göre daha hafif geçirdiğini veya bulaş riskine daha az maruz kaldıklarını neredeyse kesin olarak biliyoruz. Dolayısıyla içinden geçtiğimiz dönemin temel sloganının “Aşı, Aşı, Aşı” olduğunu söylemek mübalağa olmayacaktır.
Koronavirüs pandemisi ve bu musibeti nasıl alt edebileceğimiz yönünde Biyomühendislik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Oktay İsmail Kaplan’la keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.